Çok değerli dostum Mustafa Şah, bana iki tane son çıkan kitaplarından imzaladı.  Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.
 Bu kitaplardan birisinin ismi, “Kıbrıslı Gastronomik Öğün-Kıbrıs’ın Tatları”, diğeri de “Yiyecek –İçecek Hizmetlerinde Servis Teknikleri”dir.
Birinci kitap bayağı yapılı ve kalın bir kitap.  Tamı tamına 368 sayfalık bir kitap.  Diğeri de 131 sayfa.

            Mustafa Şah kimdir?

            Kendisi bizzat Gönyelili olup, ilkokulu Gönyeli’de, ortaokul ve liseyi ise Lefkoşa’da tamamladı.  Bundan sonraki hayatı hayli renkli ve zevkliydi bana göre.  Çünkü harekat öncesinde, Rum tarafındaki “Higher Hotel and Catering ınstitute’dan” birincilikle mezun oldu ve okul kupasına ismini yazdırdı.

            Dedim ya işin hem zoru, hem de zevkli tarafı bundan sonra başlar diye...

            Ondan sonraki başarıları hayli kabarıktır.  Kendi meslek dalında Fransa’da lisans “Food and Beverage”, Almanya’da lisans ve “Inspructor for tehe Hotel Industry”, ayrıca “Toplum Kalite Yönetimi” konularında uzun süreli eğitim gördü.

            Mustafa Şah bu başarıları ile dünyaya açılınca ve kendini kabul ettirince dış ülkelerden de davetler almaya başladı.  Daha sonraki yıllarda merhum Ekrem Yeşilada’nın başlattığı ve sonra da o bayrağı Mustafa Şah’ın aldığı Girne Skal  Kulübü’nün başkanlığını üstlendi.

            Okurlarımın  daha da anlamaları için o, tam bir gastronomi, yani yiyecek-içecek uzmanı olduğunu söylemem ve ifade etmem lazım.

            Benim Mustafa Şah’la tanışmam Turzim Bakanlığı’nda üst düzel görevlisi olarak çalıştığım döneme rastlar. Kendisini tanıdıkça, adeta benden biri olarak gördüm zaman içinde ve sanki yıllarca bir dostmuşuz gibi hissettim.  İşinde o kadar ciddi, turizm ve yiyecek konusundaki uzmanlığı ile o kadar donanımlı ve mükemmel bir insan.

            Esasında geçmişte de şimdi de bazı şeylere rastlarız gastronomi eğitimi konusunda.

            Üniversitelerden adeta “fabrikadan çıkar gibi” bir sürü öğrenci her dalda mezun olur.  Lakin bunca öğrenciden kaçı gastronomiye yönelmiş ve tam bir otel işletmeciliği veya gastronomi uzmanı olabilmiştir.  Belki bunların arasında parmakla sayılacak kadar az.

            Anne babalar yaptığımız telkin, evladınızı mezun olur olmaz iş sahibi yapmak için gastronomi alanında yönlendirin, şeklindedir.  Aileler bu önerimiz üzerine bize şöyle demişler ve hala demektedirler.

            “Ne yani...  Ben evladımı aşçı yapmak için mi okuttum?”

            İşte işin gerçeğinde o vardır.

            Mustafa Şah ve Mehmet Kral gibi gerçek turizmciler ve turizm ve gastronomi alanlarında uzmanlaşmış kişiler, üniversitelerde de ders vermektedirler.

            Buna ilaveten uzun zamandan beri Kıbrıs yemeklerinin kültürel anlamda uygulamalı öğretilmesi hususunda televizyonlarda programlar yapmış ve hala yapmaktadır.

            Ne kadar güzel ve faydalı programlardı onlar.

            Mustafa Şah’ın donanımlarını anlatmaya kalksam, herhalde gazete sayfam buna yetmeyecek.  Lakin akademik kariyerini ve başarılarını kısaltarak olsun vermek istedim.

            Kendisi ile tanıştığım dönemde ayrıca OTEM, Otelcilik Okulu’nun da müdürüydü.

            Zaman zaman Almanya, Fransa ve İngiltere’den gelen yabancı tur operatörlerine yemek verdiğimizde, Mustafa Şah, mutlaka masada olurdu.

            Onun Fransızlarla konuştuğu anları hala hatırlıyorum.  Tıpkı bir Fransız kadar lirik ve mükemmel konuştuğuna tanık olmuştum.  Sanki karşımda bir soylu Fransız vardı.  Aynı zamanda Alaman ve İngiliz grupları ile de Almancası ve İngilizcesi ile adeta döktürürdü.

            Ben her zaman söylemişimdir...

            “Bir turizmci veya eğitimci böyle Mustafa Şah gibi olmalıdır.  Gerçekten insan ilişkileri ve centilmenliği mükemmeldir.  Lakin ne yazık ki böyle bir adam, Turizmde müdür olamadı.  Neden?  Çünkü siyasette hep bitaraf oldu, kimsenin adamı olmadı ve hep bildiklerini uyguladı.”

            Bir diğer deyişle, böyle değerler bize son kalanlardır.  Şayet kıymetini bilirsek.

            Bazı insanlar hep kendi yollarında ve gerçekçilik kuralları içinde yürürler ve bir hedefe varırlar.  Böyle insanların değerleri, hep saygı ile anılacak ve yazdıkları, ürettikleri, yetiştiriği öğrencileri, onun için bir gurur kaynağı olacaktır.   Herkesin o kitapları okumasını şiddetle tavsiye ederim.  Yemek kültürü başlı başına bir sanattır.  Yemek ve masa donanımı da o kültürün bir parçasıdır. 

            Mustafa Şah kardeşim için daha ne diyeyim ki...  Kısacası ben, onunla hep gurur duydum ve duymaya da devam edeceğim.  Bunun başka ifadesi olama.

            Gerçek değer Mustafa Şah yani...