Zenginin canı omlet isterse ne olur. Devlet önlüğünü giyer ve ahali adı verilen yumurtaları kırmaya başlar. Oununçündür ki “Tükenmeyiz kırmak ile  hey canım” Ne yapmalı, diye bir kitap evet yazılımışsa da, hem yazılmış olmasının üstünden neredeyse yüzyıl geçmiştir ve hem de, ne yapılması gereğini not edenin yaptıkları tepe taklak gitmiştir. Bu tepetaklaklığın suçlusu kimdiyi sorgulamak gereksizdir ve zaten sorgulamak için gerekli bilgiler, ne gorbiden önce ve ne de gorbiden sonra elimizde mevcut değildir. O halde  “Ne varsa düne ait Dünde kalmıştır. Bu gün yeni şeyler söylemek lâzım” Tercih edilecek şeyin ne olduğu düşülecek yolun pusulası olabilir Ekonomik kalkınma(ne demekse) Ya da ruhsal gelişme. Biliyorum, ruh kavramı ürkütmektedir eşkin gidişli entel atları Velâkin, Erasmus’un bin yıl önce söylediği gibi. “At doğar atlar oysa insan doğulmaz olunur” PEKİ NEDİR İNSAN OLMAK. İnsan, bir canlı türü olması ile açıklanabilir,tanımlanabilirse sorun yok... Yok ama sorun çok Ne yapmalıyız, insanlaşmayı seçmeliyiz ki bu zor yoldur Kendimize rağmen adaleti seçmek hiç te kolay değildir ve adalet kanunların harfiyen uygulanmasından ibaret değildir hatta adalet ile yasalar, uzlaşmaz çelişki içindedirler çoğu zaman. Yasalar, düzeni korumak içindir oysa düzenin kendisi adalete aykırı ise ne olacaktır. Doğaldır adalet ve düzen toplumsal Siz bakmayın, türkçe fukaralığımızdan dolayı halk kavramının toplum kavramını içerdiğini sanmamıza. Lütfen, yüksek sesle okuyun Avrupa toplumu Bir de şunu yüksek sesle okuyun. Avrupa halkları Şimdi anladınız mı, toplum kavramının halk kavramından daha geniş bir alanı kapsadığını Dönelim  Toplumsal ilerleme babında kapitalist toplumu aşamadığımıza göre toplumun düzeni kapitalist düzen olacaktır. Ve yasalar, bu düzeni korumakla yükümlendirilecektir Peki bu yükümleme adil midir. Hayır!  Düzenden memnun muyuz (memnun olmak serbesttir ve memnunlar bu yazıya devam etmeme olanağına sahiptir)memnun olmayanlar ne mi yapmalı. Adaleti savunmalı. Kendimize rağmen savunabiliriz adaleti, çünkü adil olmamak ilişkilerimizde işledi içimize. Kendimize rağmen adaleti savunmanın ilk adımı da itaatsizliktir hem de aklımıza bile. Ve asıl korkuya. Aklımıza karşı çıkmak, ve korkuya, sivilleşmeye başlamak mıdır acaba. Aklımdan daha resmi hiç bir şeyle karşılaşmadım hayatım boyunca dersem şaşırmayın. Çünkü aklımız resmen doldurulmuş ve dondurulmuş ve korkutulmuş bir akıldır.