Türkiye ve KKTC’de dövizin tırmanması nedeniyle Rumlar adeta kuzeye akın ettiler.  Etmezler mi?  Ellerindeki euro’lar, dövizin tavan etmesi nedeniyle kuzeyden alış veriş etme adına gelirleri üçe dörde katlandı.  
Gerçekte geçmiş tatil günlerimizde biz Türkler de kocaman kuyruklar oluştururlardı güneye geçiş için.  Lakin onların geçişleri ile bizim geçişlerimiz arasında dağlar kadar fark vardır bence.  Her zaman, oldum olası ilk fırsatta tatili ganimet sayıp güneye geçerek alış veriş eden kardeşlerimize hep tepkili olmuşumdur.  
“Yazık değil mi sizin paralarınıza?  Bilmez misiniz ki, güneye akıttığınız her kuruş, Rumların savunma ve savaş bütçesine katkı olur” demişimdir.
Rumların çıkarları olmasa kuzeye geçiş için büyük kuyruklar oluştururlar mıydı?
Oluşturmazlardı elbette.
Bir arkadaşım anlatmıştı, güneye geçişi ve alış veriş edişiyle ilgili bir anısını.
“Şöyle ailece Rum tarafına uzanalım dedik.  Herkesin merak ettiği gibi biz de büyük bir alış veriş merkezine girmiştik.  O devasa alış veriş merkezinden büyük alış veriş yapmak niyetinde değildik.  Lakin insan gidince yine de ufak tefek birşeyler alabiliyor.  Cebimde hem euro, hem de Türk parası vardı.  Almış olduğum ufak tefek şeyi ödemek için yanlışlıkla kasadaki kıza Türk parasını uzatınca, bana ‘Ohi Atatürk, euro, euro’demişti.  Biraz da canım sıkılmıştı.”
Bu anltıda Rumların Atatürk’e olan tahammülsüzlüğünü gördüm.  Belki parayı anlatma açısından böyle bir ifade kullandı.  Lakin o bayan “Türk parası değil, euro” da diyebilirdi.  Malum ya bizim paramızın üzerinde Atatürk’ün resmi var.
Bunlar bir yana...
Piyasa ve tırmanan döviz açısından olaya baktığımızda güneyden kuzeye doğru muazzam bir akış vardır.  Rumlar geçmişte Türk tarafından aldıklarını, şimdi çok ucuza alıyorlar.  Bu da onlara mutluluk veriyor.
Dövizin tırmanışı ve euro’nun muazzam değer kaybetmesi Rumlara avantaj sağlasa da, bizim çarşı esnafının da sürümden kazandığını düşünüyorum.  Zaten bizim esnafımız da döviz yüzünden büyük bir sarsıntı geçirdi.  Bari Rumlar olsun kuzeyden alış veriş etsinler ve değer kaybımız olsa da onların da ceplerine biraz para girsin.
Bir yıl kadar veya belki biraz daha fazla bir zaman diliminde Rumların da çok büyük bir mali kriz yaşadıklarını hatırlayacaksınız...
Bankalar ve piyasa iflas etmiş, çarşı pazar durmuş ve insanların ceplerindeki para küçüldükçe küçülmüştü.  Sadece Rumlar değildi sarsıntı geçiren.  Koskoca Yunanistan da çok büyük bir sarsıntı geçirmiş ve nerdeyse AB’den atılmakla karşı karşıya kalmıştı. Onun da ötesinde, Yunanistan bazı adalarını satışa çıkarmıştı.
Türkiye ekonomisi ile Yunun ve Rum ekonomisini kıyasladığımızda, euro’ya rağmen Türkiye’nin ekonomik, teknoloji ve gelişme açısından onların çok ötesinde bir güce sahip ülke olduğunu ifade edebiliriz.  O bağlamda Tüşrkiye bu dar boğazdan da çıkacaktır diye düşünüyorum, geçmişteki dar boğazlardan çıktığı gibi.
O nedenle bizim Türkiye ile olan göbek ve gönül bağımız, TL ile de ilintilidir.
Rumların euro’nun tırmanışını fırsat bilerek kuzeyden alış veriş etmeleri sürpriz değildir.  Özellikle Türk konfeksiyonu onları deli divane eder.  Adeta kendilerini İstanbul’da zannederler.
Siz bilir misiniz?
Bazı Rumlar uçağa atladıkları gibi hem Yunanistan ziyareti yaparlar, hem de İstanbul ziyareti.  Bir keresinda İstanbul çarşısında alış veriş yaparken bir Kıbrıslı Rum çiftle karşılaşmış ve bana İstanbul’a geliş maceralarını anlatmışlardı.  Yani onların İstanbul özlemi ve özellikle Türk konfeksiyonu müthiş çekiciydi onlar için.
O nedenle Rumların artan euro değeri karşısında kuzeye akın etmeleri hiç de sürpriz değildir.  Önemli olan bizim güneye geçip döviz harcamamamızdır.
Yarın fiyatlarımız zamlanırsa Rumlar yine kuzeyden alış veriş edecekler mi, doğrusu merak ediyorum.