Evet!...Seçime bir gün kaldı. Şayet bugünü de hesaba katarsak, iki gün kaldı demektir. Bütün partiler son hızla, son nefeslerini tüketiyorlar ve son kurşunlarını sıkıyorlar. Herhalde biz köşe yazarlarının son yazıları olacak bugün. Çünkü Cuma akşamı artık meydan mitingleri yapılacak ve seçim ve yayın yasakları girecek. Yerel Seçimlerle ilgili son yazım da olmuş oluyor bugünkü yazım.
Bütün adaylar kendi projelerini halkın önüne koyarak, “İNANDIRCILIK”larını pekiştirmeye çalışıyorlar. Esasında tiyatro ve dram yazarlığında “İNANDIRICILIK” diye bir şey vardır. Yazdığınız eser, okuyucu ve izleyici anlamında inandırıcı olmalıdır. Şayet o eser inandırıcı değil ve yapay, güven vermeyen, insanların yüreğine bir çivi gibi işlemeyen bir eserse, kesinlikle o eserin hiçbir anlamı kalmaz. Gerek genel seçimler, gerekse yerel seçimler olsun, adayların ortaya koydukları veriler ve projeler inandırıcı değilse, siz ağzınızla kuş kapsanız, bir yere varamazsınız.
Siz şayet bir adaysanız... Şayet bu kuru ülkede “Size hergün yağmur yağdıracağım” derseniz, kesinlikle inandırıcı olamazsınız. Bu iş de ona benzer.
Gerçekleri söylemek gerekirse, bütün adaylar verdikleri sözleri tutacak olsalar, halka sunmuş oldukları projelere hayat verseler, ülkemiz yemyeşil, huzurlu bir cennete döner. Lakin bir söz vardır.
“Davulun sesi kulağa uzaktan hoş gelir” diye bir söz...
İşin içine girmeden söylenen sözler boşlukta kalır mı? Bence bu sözlerin çoğu boşlukta kalacak. Kaç tanesi kabul görecek ve zaman içinde uygulanacak? Doğrusu merak ediyorum.
İnsanın dağıtılan borşürlerin tümünü saklayası ve günü gelince seçilen adayın gözüne sokması gelir, verdiği sözleri anımsatma açısından. Elbette başarılı belediye başkanları vardır. Lakin yeni seçilecekler, “bol keseden atmaya” devam ediyorlar. Neticede yine söylediğimiz noktaya geliyoruz...
“Halkın önüne çıkan adayın imajı ve inandırıcılığı çok önemlidir.”
Katıldığım son basın toplantısı, DP-UG’in Girne Belediye Başkan ve Belediye Meclis Üyelerinin yemekli basın toplantısıydı. Serdar Denktaş kendi adayını basına takdim ederek, genç ve dinamik iş kadını Başak Tekerek’e olan güvenini ve halka verebileceği çok şeyi olduğuna vurgu yaparak, gönlünde yatanın, yeni Girne Belediye Başkanı Başak Tekerek olduğunu ifade etmiştir.
Başak Tekerek İstanbul’lu ve Kıbrıs’a geleli henüz on yıl olmuş. Bu on yıllık süre zarfında Kıbrıs’ı, Kıbrıs insanını, kültürünü, belediyeciliğini, kent hizmetlerindeki eksiklerini görmüş ve belediyecilik üzerine politikalar üretmiş genç bir iş kadınıdır.
Tekerek’in sloganı şöyleydi:
“İnsanı, tarihi, doğasıyla Girne’yi seviyoruz! Çünkü GİRNE sevince güzel...”
Esasında güzel bir slogan. Strateji de güzel. Kendisine ve ekibine başarılar dilemek düşer bize.
Başak Hanım ve ekibinin projeleri ise şöyleydi:
“Girne’yi bir dünya markası olarak butik kent yapmak...”
“Girne Merkez Dönüşüm Projesi-Tramvay Güzergahı...”
“Ramadan Cemil Meydanı Düzenleme Projesi...”
“Merkez Çarşı Alanının Düzenlenmesi Projesi...”
Mavi Kuşlar adı altında mavi minibüs servislerinin konması da ayrı bir projedir.
Bisiklet hepimizin geçmişinde olmuştur. Modern dünyada unutulmuş gibi görünen bisiklet, esasında fiziki eksersiz ve estetik açıdan çok güzel bir araçtır. Başak Tekerek’in bir projesi de “Bisiklet İstasyonları Projesi” dir.
Bir de teleferik var projeleri arasında...
Uzun yıllar turizmdeki görevlerim esnasında hep teleferik konusunu gündeme getirmiş ama bir türlü başaramamıştık. Özellikle Selvili Tepe’den Mare Monte arkasındaki boşluğa kayacak güzel bir güzergahtır o iniş. İnşallah Başak Hanım bunu da başarır.
“Sosyal Hizmetler Birimi, Kumardan Korunma, Girne Spor Konseyi ve Açık Spor Merkezleri Projeleri da diğer projeleridir.
Geçen gün söylemiş olduğum gibi... Dişinizi sıkınız... Şunun şurasında iki gün kaldı seçim gününe. İpleri kimler göğüsleyecek göreceğiz.
Bütün adaylara başarılar dilemek düşer bize. Yani onlar günlerce konuştular, Pazar gün de biz konuşacağız, seçmen konuşacak.