Futbol üzerine kabak doğramak anlaşılır bişeydir.  Aslında topu bir metre bile kontrolünüzde sürmeyi beceremediğinizi en iyi kendiniz bilseniz de, Tanju’nun ya da Falcao’nun, Muriç’in kaçırdığı her gölü sizin nasıl hem de göğsünüzde, Rivelino’dan, Öner Komando’dan bile daha güzel yumuşatıp ölü yaprak gibi önünüze düşürerek plâse ya da sert bir vuruşla gol atacağınızı, medyada, sosyal medyada paylaşın, bunun hiçbir sakıncası yok.

İsterseniz siz Eğitim Bakanı olsanız ülkede eğitimle ilgili hiçbir sorun kalmayacağını da yazabilirsizin.

Amma iş bir hastalığın, örneğin kuş gribinin nasıl önlenebileceğine gelince hopp bir dakika orda durun.

Sanalda gol atmaya, örgütcüğünüzün binasında ya da yemeli içmeli ahbap çavuş partisi alemlerinde eğitim sorunlarını çözmeye benzemiyor bu.

Az nefes alın.

Ne zamandan beridir yeni tür kocakarı ilaçlarının cadısı oldunuz da halk sağlığı ile ilgili ahkâmların peşindesiniz.

Evet bayanlar baylar.

Hep beraber eller havaya, meşrebinize göre sol ya da sağ el, yumruk ya da V veya Rabia, cibbana da olur.

Haydi hep beraber.

Yaşasın dünya barışı, kahrolsun savaş.

Oldu mu. Oldu evet.

Gördük mü ne kadar da kolay, iki sloganla üç cibbanayla oldu bu iş.

Oldu da.

Kimler geldi kimler geçti fakat olmadı işte niye.

Niyesi ile ilgili değilsiniz anladık ve zaten olması ile de çok ilginiz yok.

Alem ahkâm yapıyorsunuz işte.

Bir anda memleketin ve dahi dünyanın en birinci meteoroloji uzmanı kesilmiştiniz o şiddetli yağmurlarda ve selde.

Kaza olur trafik uzmanı olursunuz, füze düşer, nerden atıldığını ve niye atıldığını sizden iyi bilen yok. Yetkililerin açıklamaları mı, külliyen yalan ve siz yutmazsınız bu numaraları.

Yangın çıkar patlama olur.

Koordinatlarını verir ve bu yangın değil saldırıdır, saldıran da bellidir dersiniz.

Deyin , kim tutar sizi özgürsünüz ve aynanızadır hükmünüz