‘Sual eylen bizden evvel gelene
Kim var imiş biz burada yoğ iken’ dediydi bin yıl önce Karacaoğlan deyişlerinin birinde.

Ulu şairler vardır, has şairlerden azdırlar, şairlerden çok az, şairimtrakları sorarsanız sayılmaz ne parmak ile ne de sığar kerrat cetveline dahi hesap makinesine ve el pençe divan dururlar kendi beylerine efendilerine.

Geçelim.

Ulu şairler derler hep ve dedikleri güneşin altında ilk kez denendir.

Zenginliğidir ulu şairler halkların ve gönül ülkelerinin.

Gönül ülkesi dedikte durduk.

Abdeste durur gibi dini bütünlerin.

Bir ulu şairimiz geldi geçti Türkçenin gönül ülkesinden, duymadınız, okumadınız görmediniz, büyük olma derdinde ölümlülerdiniz, para peşindeydiniz, oy derdinde, caka satmak alkış almak, Paris’e Brüksel’e davet alıp sırtınız sıvazlansın peşindeydiniz.

Gelmiş geçmiş bütün KKTC yöneticileri adına utandım Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, KKTC nin 37 yıl kutlama töreninde yaptığı konuşmaya ulu şairimiz Süleyman Uluçamgil’in Sevdiğim kız bir mektup yollar / Belki Ankara'dan / Belki Bursa / Belki İzmir’den / Ağrı-Meriç arası buğu buğu / Gönül memleketinden’ şiiri ile başlayınca. Utandım bunca yıl ulu şairimizi görmezden gelen siyasiler eğitim bakanları, müdürler öğretmenler, zenaatçı olup da sanatçı ayakları ile ünlenenler adına ve gönendim Kıbrıs Türk Halkının yetiştirdiği ulu şair Süleyman Uluçamgil ve onun has şiirleri okunuyor biliniyor ‘ gönül memleketimizde diye.

Biz var idik halk olarak bu toprakta hep ve sen ey siyaset esnafı, ey aldığı şu kadar oy ve sonrasında makam, başkan bakan vs vs olan sen, bu halk hiç birinize herhangi bir şey borçlu değildir,  tam aksine varlığınızı ve varsıllığımızı enselerinde boza pişirdiğiniz bu halka, Kıbrıs Türk halkına borçlusunuz.

Vaz geçilemez sandığınız o bireysel varlığınız bu halk var diye bir anlam ifade ediyor eğer ediyorsa  oysa sizin herhangi birinizin yokluğu,  inanın öğrenin ve anlayın ki fark edilmez bile, nitekim döne döne hükümet üyesi oldunuz ve hiçbir şey değişmedi bir önceki ve bir sonraki hükümet işlevsizliğinden

Halklar sürgit nehirlerdir ezelden ebede akan ve ulu şairler şelaleleridir halkın, has şairler de çağlayanları.

Bir halk bir halksa eğer siyasetçileri partileri var diye değil, iş ve aş aşk peşinde, eken biçen,  ören,  üreten halk ve onlara ses olan şairleri sayesindedir.

Bin yıl sonra Karacaoğlan yine gönül memleketinde şiir şiir dalgalanacak,  Süleyman Uluçamgil de şiir şiir  dalgalanacak Türkçenin ses bayrakları olarak