Nedense bir türlü Türkiye’nin yakasını bırakmıyor belalar.  Hemen hemen her gün, her hafta ve her ay çeşitli felaketlerle yüz yüze geliyor Türk insanı.

                Elalzığ’daki o büyük depremden sonra, şimdi de çığ felaketi geldi buldu.  Doğal hayatın akışında insanlar bir yerden bir yere giderlerken hiç akıllarına bile gelmez yolda üzerlerine çığ düşeceği. 

                Evvelki gün 17.00  saatlerinde bir minibüsün çığ altında kalması ile felaket kendini gösterdi.  Çığ altında kalan minibüsten 6 kişi sağ olarak kurtarılırken, beş kişinin hayatını kaybettiği öğrenildi.  Bu arada kurtarma felaketi yaşanırken ikinci bir çığın gelmesi ile 33 kişi hayatını kaybetti.

                Bizler Akdeniz ikliminin çocukları her zaman kara özlem duymuşuzdur.  Karı kısa bir süre görmek ve o beyazlıkların zevkini tatmak güzel de, ağır kış koşullarında bir yaşam sürmek gerçekten çok zor ve acıdır.

                “Çığ” dendi mi aklıma hep o “Çığ” filmi gelir.

                Kışın ağır seyrettiği bir zamanda karın yağışı hiç durmaz.  Karlar adeta katmerlenir üst üste.  Karlarla kaplı dağlarda en ufak bir sesin bile yankılanması, çığın düşmesine neden olabilir.  Bir çığlık, bir motor sesi, bir silah sesi veya daha ne bileyim çığı tetikleyen gürüldü...

                İşte o bağlamda üst üste yığılan karlar, o hassas ses yankılanması ve yüklü kar yığınları oluşması nedeniyle çığlar düşüverir insanların üzerine.  Jeologlar ve meteorologlar her zaman uyarırlar.  Özellikle çığ tehdidi altında olan köyler ve yerleşim yerleri, adeta her an için ölümü enselerinde hissederler.

                Van’da meydana gelen şığ felaketi, işte tanımını yapmış olduğum iklim mahkumu bölgelerin üzerine devrilen ölüm beyazıdır.

                Elazığ’daki depremde ölümüne bir savaş veren kurtarma ekipleri, bu kez de çığ altında kalan insanları kurtarmaya gitmişler.   Hele bir düşünün...  Kocaman bir kar topu yumağı yuvarlandıkça önünde bulduğunu alır götürür ve o çığ altında kalan insanlara ulaşmak gerçekten çok zor ve çok da güçtür.  O nedenle insanlar küreklere sarılarak çığ altında kalan insanları kurtarmaya çalışırlar.  Çığ altından canlı çıkmak çok büyük bir şanstır.  Kullanılan kürekler, kazmış oldukları karın altında bir cisme rastladıkları zaman adeta buruk bir sevinç yaşarlar.

                Elazığ’daki deprem felaketinin yaraları sarılmaya başlarken, ardından şu çığ felaketi geldi.  Çığ felaketi derken, onun ardından da Pegasus’un İzmir İstanbul seferini yapan uçağı, inişe geçtiği sırada uçak piste çarpmış ve üçe bölünmüş.  Bereket versin ki, bu uçak kazasında kimse hayatını kaybetmedi.  İnsanlar ölmediler çünkü vaka pistin üzerinde gerçekleşti.

                Üçe bölünen uçakta bulunan 171 yolcu ile 6 müerttebat, burunları bile kanamadan uçağın kopma yarıklarından kendilerini dışarıya atmışlar.

                Tabii ki iklim şartları bunu da getirdi.  Bunun ötesinde uçağın düşme nedeni araştırılmaya başlandı.  Kimi uzmanlara göre bu kaza, pilotaj hatası.

                Verilen bilgilere göre bir önceki uçak iniş koşullarının kötü olması nedeniyle pisti es geçmiş ve başka havaalanına yönelmiş.  Bu pilotsa, bütün uyarılara rağmen buzlanan pist üzerine çok sert bir iniş yapınca uçak aniden üçe bölünmüş ama ölümsüz bir vaka olmuş.

                Türkiye’nin Suriye topraklarında gerçekleştirmekte olduğu askeri operasyonlarda 8 Mehmetçik hayatını kaybedince, bütün Türk insanının içi sızladı.  Biz Kıbrıslılar da o sızıyı içimizde duyduk.

                Suriye topraklarında süregelen terörist savaşında başka canlar da gider mi?  İnşallah başka Mehmetçik o operasyonda ölmez.

                Ölen askerlerin geçmişi anlatılınca daha da yıkıldık ve kahrolduk.  Hele bir tanesinin üç aylık bebeği olduğunu duymak, insanın içini bir başka yakıyor.  Ölenler çok gençtiler.  Onlar şehit oldu ama Türkiye ve Türk odusu sürekliliğini korumaya devam ettiriyor onlar sayesinde.

                Bu kış kıyametin için başka çığlar düşer mi, başka büyük depremler yaşanır mı, teröristlerle devam eden savaş daha da acı bir tabloyu gözlerimizin önüne serer mi?

                Bu acılar yaşanır ama millet, bayrak ve vatan toprakları baki kalır.

                Allah başka acı vermesin Türk milletine.  Başka canlar gitmesin ve başka acıla yaşanmasın. Türk milletinin başı sağ olsun...