Yeniden mi başlanıyor.
Anladık, BM  Kıbrıs’ı bir sektör haline getirdi, binden fazla BM bürokratı, Unfıcyp mensuplarının memur olduğunu ve adamızda ne olup bittiği ile ilgilenmeyip, salla başı al maaşı şeklinde mesai yapıyor olduklarını biliyoruz da…
Da sı şu
Kıbrıs sorunu, BM ve AB için ve dahi KC yetkilileri ve siyasetçileri hatta medyası için de bir sektör olarak, sürdürülebilir bir sektör olarak değerlendiriliyor, uygulanıyor olabilir ama fakat KKTC Cumhurbaşkanı ve ofisi ile KKTC medyasının, siyasi partilerinin, ilaveten TC Dışişleri bakanlığı mensupları ile hükümetinin bu anlayışta olması ve veya bu anlayışa boyun eğmesi affedilemez, hayati ömeme haiz bir hatadır.
Hazır ‘ sürdürülebilir’ kavramı moda olmuşken, bizi canımızdan bezdiren Kıbrıs sorununa, ‘SÜRDÜRÜLEBİLİR SORUN’ olarak bakma durumumuz yoktur, olmamalıdır, oldurulmamalıdır.
1968 den beridir sürdürülebilir görüşmeler maratonu ile, bizi olduğumuz yerde saydırarak, tükenmemizi ya da teslim olarak yok olmamızı isteyen Makarios ile başlayıp Kleridis derken Anasatasiedes’ e kadar gelen ‘Kıbrıs elen devletidir’ yolunun yolcularının, bu sürdürülebilir sorun oyunu bozmak ve onları SÜRDÜREBİLDİKLERİ MASGARALIK ile başbaşa bırakmalıyız.
Cumhurbaşkanı Akıncı, kendi kendine söz vermelidir ki, bu defaki, içine biraz da kendi yanlışları ile düşürüldüğü son müzakere sürecidir.
Bu sözü kendi kendine verebilecek Akıncı, bu defaki müzakereleri ya anlaşma ile sonuçlandırmak ya da artık ben bile anladım rumların bizi eşitleri ve ortakları kabul ederek bir anlaşmaya varmak diye bir niyetleri yok, deme aşamasına nihayet gelebilecektir.
Sevgili okuyucu, sen bekle ve gör.
Ama yazarın bekleyip görmeye ihtiyacı yok. 
Rumlar ne bugün ne de görülebilir bir gelecekte, bizi eşit ortakları  ve hatta gerçek anlamda bir Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nde, Federe Türk DEVLETİ, BÖLGESİ. EYALETİ kapsamında muhatap kabul etmeye bırakın niyetlerinin olmadığın,ı TAHAMMÜLLERİ bile yok.
Akıncı, kendine karşı muazzam bir sorumlulukla karşı karşıyadır.
Umalım ki, sürdürülebilir Kıbrıs 
sorunun sürücüsü olmayı değil, sorunu ya eşit ortak olacağımız Federal Kıbrıs Cumhuriyeti olarak ya da Kıbrıs adasında biri KKTC, biri KC olarak iki devletin çatışmadan, savaşmadan yanyana,dostane 
ilişkiler geliştirerek, ila nihaye var 
olmasının imzasını alır.