Tenha vakitler lâzım.

Kalabalık iç ediyor hayatı, insanı.

Kayboluyor kendisi insanın, banddaki kola şişeleri gibi oluyor. Birey dersiniz siz ona, yek diğerinin aynısı, fabrikaya işçi, devlete memur, tüccara müşteri ve orduya asker hammadesi.

Kendisiyle kalabilmeli insan.

Ne zamandır kalamıyor kendisiyle ne insan ne kuş ne at ne börtü böcek, ağaç, orman, dere, dağ, deniz.

Çekilirdi insan kendine de bırakırdı kırları kırlara, dağlara dağları. Kuşlara kalırdı ağaçlar, dallar yapraklara.

Çıkardı insan tarlasına, işine de evi bırakırdı ihtiyacı olan yalnızlığa. Yalnız kalınca ev, bilirdi oda odalığını, ve anlardı insanın yalnız kalmaklığını.

Çağırırdı kerpiç kırlangıcını, gel derdi yuvalan. Avlusu evin ( yaa eskiden evlerin avlusu olurdu ) çağırırdı gelin diye börtü böceği, tavuğu horozu yumurtayı, otu, kediyi köpeği, tavşanı tilkiyi. Onlar da gelirdi kendi yalnızlıkları, biriciklikleri ile de avlu şenlik kıyamet, kuşlar cıvıl cıvıl, su şırıl şırıl, başlardı hengâme anlardı avlu avluluğunu, yalnızlıktan sonra kalabalıklaşmanın tadını. Hele de çocuk sesleri nasıl çoğaltırdı hayatı.

Tenha vakitler lâzım.

Kendisiyle kalması şart insanın zaman zaman, baba anne, dayı hala, amca teyze, evlât olduğunu unutup ve sıyrılıp doktor, mühendis, işçi, esnaf, memur gibi giysilerinden, çırılçıplak insan kalmalı, hatta cinsiyetsiz de olmalı bir süreliğine de olsa.

Kalabalıktan biri olmamak için, kitle denen hamurda olmamak için şart yalnızlaşmak.

Yalnız olunca tanışırız kendimizle ve ancak o zaman anlayabiliriz içimizdeki dünyayı ve içimizdeki dünya ile dışımızdaki dünya arasında zıtlıklar, uzlaşmaz uzlaşamaz zıtlıklar olup olmadığını.

Yüzlerce, binlerce milyonlarca birey ile aynı damak tadında olmak, aynı espriye gülmek, aynı yalana inanmak ve söylemek, turist adı altında kitlesel bişey olarak aynı müzeleri, otelleri, alışveriş merkezlerini gezermişşş gibi yapmak öldürüyor kişiliğimizi ruhumuzu.

Aynı şarkıları dinleyip söylemek toplu ayin gibi bir şey değil mi.

Ayrı ayrı kendi şarkılarını söyleyen insanlar olmak, her birimizin kendisi olması demek değil midir?

Kendi şarkınızı yazıp söyleyin.