Ersin Tatar ırkçı değildir.

Sık sık yaptığı gibi özensizce konuşmuş ve yine sık sık yaptığı gibi ‘çam devirmiştir’.

Tatar’ın siyasete, diplomasiye ve lisana hakim bir basın sözcüsü ile çalışması kaçınılmaz olarak boyun borcudur.

Tatar’ın Finacial  Times’e verdiği mülâkatta devirdiği çam elbette karşı çıkılması gereken bir durumdur ama bundan hareketle Kıbrıs Türk siyasetini  ‘ırkçılıkla’ damgalamak sadece fırsatçılık olur ve fırsatçılık olduğu kadar da kendi kafamıza sopa vurmak olur.

Bir cümleden söz ediyoruz.

Evet berbat bir cümle.

İnsaf ile, % 82 ile % 18 eşit olamaz söylem ve eylemlerini dillerine pelesenk edenlerin bu söylemleri de yeterinden çok fazla faşizan ve nasyonalist değil mi.

% 82 ile % 18 in eşit olmadığını olamayacağını istikrarlı bir şekilde dile getiren ve dilde bırakmayıp eylem haline de sokan Elen siyasetçilerinin fikri neyse zikri de odur diyelim de bu söylemi niyazi beyin de hem de birden fazla dillendirdiğini  de gözden kaçırmamalıyız.

CTP Genel Başkanı’nın Tatar’a verdiği cevap siyaset olarak hiç de yanlış değildir ve fakat , kendi genel başkanının açıklamasından sonra da rol çalıp da öne çıkmak için de olsa meseleyi incir ipi gibi uzatarak partiler arasında zaten gergin olan atmosferi bilinçli olarak sürdürme peşinde olan ve bunu da pervasızca ve düşüncesizce sürdüren başta CTP dış ilişkiler sekreteri olmak üzere diğer bazı vekiller durup düşünmelidirler.

Tatar’a ırkçı demekle ne kazanmayı murat ediyorlar. Tatar’ın bu söylemini UBP li oldukları için doğru bulanlar da yanlış yapıyor.

CTP’nin dış ilişkiler sekreteri olan zat Rum meclis başkanı Annita Hanım’ın ‘ KIBRIS HELLENİZMİ’ söyleminin üstünden 72 saat geçmiş olmasına rağmen niye sessiz kalmıştır.

Duymamış okumamış olabilir mi.

Eğer duymamış ve okumamışsa ‘ dış ilişkiler sekreterliği ne işe yarar. Yok duymuş okumuşsa sessiz kalmasının nedeni nedir.

Hayır nedenini bana ya da halka açıklamaya çağırmıyorum kendisini ve fakat öylesi bir açıklamayı da kendisine yapmasını bekliyorum.

Ve daha da önemli olarak

Bay Dış ilişkiler sekreteri Tatarı mahkum ettiği açık mektup benzeri face paylaşımında                                   

 ‘ ORTAK VATAN’ dan da söz etmektedir.

‘ ORTAK VATAN’ deyip de asla ve katiyen ORTAK DEVLET’ten söz etmemek bay Hristofyas’tan beridir AKEL’in sözüm ona ustaca sergilediği bir taktik manevradır.

Dış ilişkiler sekreterinin VATAN – DEVLET kavramları konusunda ders çalışması faydalı olacaktır.

Devirdiği çam ‘ dil ve millet ayrımı yapmadan’ çamı Tatar’ın devirdiği çamdan küçük değildir.

Dil ve millet ayrımı yoksa kim kiminle ve nasıl iki toplumlu ( ben iki halklı demeyi tercih ederim) kim kiminle ve nasıl iki bölgeli iki toplumlu hem de siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon kuracaktır.

Milliyeti ve dili ayrı olmayanlar bu ayrımı yapmayanlar niye federasyon kurup da iki bölgeye ayrılsınlar ki.

Özensiz bir dil, bakla arattır