Yıllardan beri yazıp çizdiğimiz bir olayı, bu kez YDÜ’nün yeni bir projesinde görüyor ve çok mutlu oluyoruz.  Yıllarca ne mi yazdık?
Yıllarca ülkemizdeki çevre bilincinin ta çocukluktan başlaması gerektiğini yazdık çizdik.  Yaş gruplarını ise galiba şimdi tartışacağız.
Bizim VATAN Gazetesi’nin evvelki günkü ön sayfasında hayli ilginç bir haber vardı çocuk ve çevre ile ilgili.  Bakınız haber nasıldı, bir görelim...
Yakın Doğu Okul Öncesinde, 2017-2018 eğitim-öğretim yılı güz döneminde “Okul Öncesi Dönemi Eğitiminde Sürdürülebilir Yaşam Çevresi Pratiği” başlıklı, doğal çevre eğitimi ile birlikte sürdürülebilir yapılı çevre eğitimini destekleyici bir program hayata geçiriyor.
Bu proje, üniversitenin önemli akademisyenleri tarafından hazırlanmış.  O bağlamda projenin temel ögelerini de açıklıyorlar.
Projenin esas amacı şöyle açıklanıyor:
“Çocuklarda ileride doğal yaşamı, doğal kaynakları korumaya ve saygılı olmaya yönelik bilincin oluşturulması ön planda olan projede, mekanın tanınması, mekanın algısının farkındalığının oluşturulması, insan ve doğa ilşkisinin doğru kurulabilmesi, yaşanabilir kentlerin oluşumunda çocukların da söz ve fikir sahibi olabilmelerinin sağlanması hedefleniyor.”
Bu açıklamaya göre kentsel ve toplu yaşam kültürü açısından yeni beyinlerin kendilerini hazırlama ön plana alınıyor gibime geliyor.  Tabii ki okul öncesi çocuğun, yani beş yaşındaki bir çocuğun böyle bir hedefe kendini hazırlaması, herhalde kendi seviyesine inilerek görsel efektlerle de beslenerek beyinlerine yerleştirilmesi sağlanmış olacak.
Bu açıklamada “yaşanabilir kentler oluşumunda” ifadesi acaba temiz bir çevreyi ve bununla beraber güzel bir çevreyi mi içeriyor?  Herhalde algılamamız o yöndedir. Yani temiz bir çevre ve bu temiz çevreye karşı da duyarlılık oluşturma.
Böyle bir proje elbette ki yeni nesiller için çok önemlidir. Yayılmacı bir politika içinde bu projenin sadece YDÜ okullarında değil, bütün okullara teşmil edilmesi gerekir.  Eğitim Bakanlığı bu projeye herhalde sıcak bakıyordur. 
Yeni nesilleri çevre açısından yetiştirmek bir plan ve program çerçevesinde olur ve gelişirse, o nesillerin fikirsel ve fiziksel yapılarını merak ediyorum doğrusu çevre konusunda.
Belki birileri şöyle diyecektir:
“Yahu beş yaşındaki çocuk ne anlar yaşanabilir kentler oluşturma işinden?”
Diyebilirler. Önemli olan bilimsel planlar ve programlar hazırlayıp yeni nesilleri o kalıp içine sokmak ve yetiştirmektir.  
Tabii ki bu eğitim sonrasında o beş yaşındaki çocuğun  ondan sonraki hayatı ve fikirsel değişiklikleri nasıl olacak.  Bu proje kapsamında yaş gruplaşmasına göre ideal olan hedef, gittikçe rayına oturacak ve maksat hasıl olacak mı?
Mesela görsel efektlerde çocuklara şahane yemyeşil sarmaşıklar için evler, gürül gürül akan sular ve oyun mekanları görüntülense daha mı cazip olur acaba.  Bence öyle bir yaklaşımla çocukların kafalarında hayal gücüyle yeni bir dünya oluşur.
Şu bizim kupkuru ülkemizde yeşili ancak kışın görebiliriz.  Çocuklar da öyle.  İşte o anlamda çocuklara ideal olanın öyle bir yaşantının ve öyle bir yaşam mekanlarının benimsetilmesi ve o benimseyiş içinde, kendilerine bir ideal olarak projenin amaçları çerçevesinde herşeyi günü gelince ortalara dökmesi.  Yani hayalleri ile gerçekleri birleştirip yeni bir kentsel doku oluşturmanın gelecek mimarları...
Yarışmalar mı?  Herhalde bu eğitim gruplarının içinde bazı kendi yaşlarına uygun yarışmalar da düzenlenecektir diye düşünüyorum.
Örneğin resimle bazı aparatların birlemesi ile çocuklara verilen eğitimin, çocuk çizgileri ve çocuk fikirleri ile hayat bulması gibi.
Bu konuda sabahlara kadar haftalarca tartışabiliriz.  İyi şeyler her zaman tartışılır.  O tartışmalardan da pek çok şey çıkar ortaya. İlle de insanın mimar veya mühendis olmasına gerek yok.  Yaratıcılıkla gelen üretim, daha bir özel olur.
Velhasıl YDÜ Okull öncesi çocuklar için düzenlenmiş olan çevre projesinin yerinde ve takdir edilecek bir proje olduğunu söylemek durumundayız.
İnşallah yeni nesiller ideallerle şekillenen bireyler olarak toplumda temayüz ederker ve topluma yararlı olurlar.