Topyekün bir zorlukla mı karşılaştık.

Topyekün bu zorluğu aşmak gibi bir boyun borcumuz var.

Kimse kimseye yük olmadan ve fakat herkes kendi yükünün hafifliği oranında diğerlerinin yüküne de el vererek atlatılır böylesi zamanlar.

Sermaye sınıfı veya burjuvalar diye başlamaycam çünkü KKTC de işçi sınıfı olmadığı gibi burjuva sınıfı da yok.

Marxist literatürle girişecek olanlara peşinen söyleyim, işçiler emekçiler ve tüccarlar zenginler yoktur demedim.

Tücarrların ve zenginlerin varlığı sınıfsal anlamda burjuvazinin varlığı anlamına gelmez, tıpkı seksen yüz bin işçi ve emekçinin, gün işleyip gün geçinenin varlığı işçi sınıfı vardır anlamına gelemeyeceği gibi.

Zenginlerimiz,  bu zor günlerde yapmaları bir vicdan meselesi olan katkıyı ve dayanışmayı maalesef yapmamıştır.

İşçiler, emekçiler özel sektör çalışanlarının yükleri zaten bel büken cinstendi, arttı  ve ancak da bellerini doğrultmaya çalışıyorlar ki hiç de kolay değil.

Hükümet, zor günlerin sağlık ile  ilgili kısmında dünya çapında bir başarı öyküsü yazarken, aynı başarıyı maddi külfetin paylaştırılmasında gösteremedi hem de kendi maaşlarından yüzde elli altılık bir kesinti ile işe başlamak gibi çok parlak bir ilk adıma rağmen.

Devletin, yasaların ve bütçenin güvencesi altında,  üstelik de gerçek anlamda emek yoğun işyerlerinde çalışan işçileri örgütlemek için kırk yıldır kılını bile kıpırdatmayan memur ve devlet işçisi sendikaları,  anında tepki koyarak gürültü çıkararak ‘ belki de her aileye bir asgari ücret’ gibi bu zor dönem için adil olacak bir maaş politikasını daha ana rahmine düşmeden boğdular.

Ve KKTC zenginleri, bu zor koşullar altına girdiğimiz daha ilk günden başlayarak  ortada pasta değil de ekmek kalmasına rağmen, ekmeğin de aslan payında yıllardır olduğu gibi yine ve yeniden gözleri olduğunu sergilediler.

Siyasi partiler ise ilk günlerin şaşkınlığını atlatır atlatmaz bilindik alışıldık geçersizliği ve işe yaramazlığı 1980 lerden beridir ayna gibi ortada olan saçmalamaları, sayıklamaları, hezeyanları muhalif tavır diye sergilemeye devam ediyorlar. O kadar ki her biri KKTC Cumhurbaşkanlığına aday gösterip,  aday desteklerken dünkü Pile protestosunu ülkemizde sınır istemiyoruz bağrışmasına kadar taşıdılar.

Yoksa kimi partiler,  iki bölgeli iki toplumludan vaz geçip tek vatan üniter devlet  sloganına  mı sarılıyor.