(Kamalı Haber) - Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde 7 yaşındaki oğlunu öldürmekten yargılanan sanık Bilge Lord’un duruşmasında dün şok konuşmalar ortaya çıktı. Dünkü duruşmada Başsavcı Muavini Yardımcısı Ahmet Varol, Bilge Lord’u cezaevinde 16 Ocak’tan itibaren cezaevindeki tüm hal ve davranışlarıyla ilgili tahkikat yürütmesi konusunda görevlendirildiği Lefkoşa Polis Müdürlüğü’nde Adli Şube’de görev yapan polis memuru Hamza Tarman’ı dinletmesine Avukat Mehmet Kaptan Bensen, cezaevinde Bilge Lord’un yaptığı telefon görüşmelerini aktaran polis memuru Hamza Tarman’ın dinlenmesine itiraz edip, Başsavcı Yardımcı Muavini Ahmet Varol’un suç işlediğini iddia etti ve mahkemenin soruşturma açmasını talep etti. Özel Hayatın Gizliliği ilkesine göre herkesin haberleşme özgürlüğü olduğunu savunan Bensen, medyatik olan davada, kendisinin ve psikiyatrist Mehmet Çakıcı’nın ağır bir şekilde rencide olduklarını ileri sürdü. Lord’un telefon görüşmelerinin mahkemeye aktarılmasının yasal olmadığını savunan Bensen, sadece tıbbi şahadetin dinlenmesini talp etti. Bensen, polis memuru Hamza Tarman, polis memuru Akın Özkan, savcı Ahmet Varol, İçişleri Bakanlığı ve cezaevi yönetimi aleyhine soruşturma başlatılması için direktif verilmesini talep etti. Başsavcı Yardımcı Muavini Ahmet Varol, yetki aşımı olmadığını ve ilgili yasanın 12. Maddesi’nin açık olduğunu ve talebinin hiçbir yasal dayanağı olmadığını belirtti. Sanığın telefon kayıtlarını bu çerçevede delil olarak sunacaklarını söyleyen Varol, Bilge Lord’un annesi ve ablasıyla telefon görüşmesinde görüşmenin kayıt altına alındığı yönünde uyarı yaptığına vurgu yaptı. Varol, özetle şunları söyledi “Mehmet Çakıcı, sanığın cezai ehliyeti olmadığını söyledi. Çakıcı’nın tespitlerinin doğru olmadığı yönünde şahadetimizi var. Devlet hastanesinin psikiyatrisleri, bu ses kayıtlarının sanığın psikolojik durumu açısından önemli olduğunu söylerken, Çakıcı, reddediyor. Eğer sanığın cezai ehliyeti yoksa, Çakıcı veya avukatı hakkında iyi veya kötü şeyler söylemesinin ne önemi var? Çakıcı ve Bensen, sanığın söylediklerinden şikayet ediyor. Ben tüm verileri mahkemeye sunacağım. Mahkeme de bir karar verecek. Eğer sanık, psikoz hastasıysa, söylediklerinin ne önemi var? Çakıcı ve avukat, söyledikleriyle çelişiyor. Avukat Bensen, savcıyı medyatik olmakla suçluyor. Facebook sayfasında mahkemede olanlarla ilgili yayın yapan kim? Çakıcı, bir haftadır gazetelere açıklamalar yapıyor. Ben nasıl medyatik oluyorum? Ben yasanın bana verdiği yetki çerçevede bu kayıtları sunmakla mükellefim. Mahkemenin sağlıklı karar verebilmesi için ses kayıtları dinlenmeli.” dedi Varol “Bensen ve psikiyatr Çakıcı, basına yaptıkları açıklamalarla ateşi körüklediler. Esas medyatik olmaya çalışan kendisidir. Sanığın avukatı, basındaki haberleri körüklüyor. Savcılık olarak, cinayetten yargılanması için ön duruşma yapıyoruz. Annesi tarafından öldürülen 7 yaşındaki çocuğun davasını yürütüyoruz. 7 yaşındaki Mustafa Diker’in babası tarafından öldürülmesi davasında olduğu gibi cinayet davası yürütüyoruz. Sanığın avukatı, bu davaya Ağır Ceza’ya havale olmadan gönüllüydü ve aldı. Medyatik olmak için çabaladı. Davayı kendisini ön plana çıkarmak için aldı” dedi. Başakan Fadıl Aksun davayı yapılan beyanlar ve avukatın talepleri değerlendirip karar vermek için 16 Mayıs tarihine erteledi.