Türkiye’nin Doğu Akdeniz bölgesinde güvenliğini artırmak için başlattığı 5 Sahil Gözetleme İstasyonu kurma ve bu kapsamda KKTC’de Kimliklendirme ve İzleme Merkezi ile Harekât Merkezi oluşturma adımı Güney Kıbrıs’ta Rum Yönetiminin “egemenlik haklarını reddetme hamlesi” olarak algılandı. Sözde “egemenlik haklarını” AB desteğiyle “güvenceye almak” isteyen Rum Yönetimi, Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis aracılığıyla Doğu Akdeniz deniz bölgesinde koordineli bir AB varlığı oluşturulması umudunu dört gözle bekliyor. Fileleftheros “Akdeniz’de Türk Gözleri… Türkiye İkisi Kıbrıs’ın İşgal Altındaki Bölgelerinde Olmak Üzere Beş Gözetleme İstasyonu Kuruyor… Bölgede Tam Denetim Organize Ediyor” başlığıyla manşete çektiği haberinde Türk medyasına yansıyan haberlere dayanarak yeni hamlenin detaylarını aktardı. Gazete Kimliklendirme ve İzleme Merkezi ile Harekât Merkezi’nin KKTC’de kurulacak olmasını şu ifadelerle değerlendirdi: “Türkiye’nin Doğu Akdeniz bölgesinde seyredecek gemileri kontrol etme niyetinin göstergesi. Türkiye’nin bütün bu hazırlıklarının, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını reddederek Türk hükümranlığı etrafındaki kendi deniz bölgesi olarak nitelendirdiği bölgeyle sınırlı kalmayacağı ortadadır.” Habere göre, Rum Yönetimi güvenlik arayışında AB’ye yöneldiği ve bunun paralelinde AB’nin Doğu Akdeniz bölgesindeki varlığının daha da güçlendirilmesine ağırlık veriyor. Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis “Avrupa Güvenlik ve Savunmasının Geleceği” ile ilgili toplantıda “Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve geniş bölgesinde bir Koordineli Deniz Varlığı kurulması perspektifi umuyor” dedi. “Ortak bir strateji kültürü geliştirilmesinin ve AB’nin Güvenlik ve Savunma alanlarında kurumsal derinliği artırma zamanının geldiğini” savunan Hristodulidis “ileri götürülecek faaliyetlerle AB’nin kriz yönetimindeki itibar ve etkinliği ile uluslararası düzeyde siyasi ve operasyonel inisiyatifler almadaki otonom kabiliyeti gösterilmelidir” ifadesini kullandı. Hristodulidis “Kıbrıs, Türkiye’nin tehditlerine, gözden geçirme yaklaşımlarına, AB ve üyelerine karşı zorbalık politikasına son vererek rasyonellik ve uluslararası hukuk rayına dönmesi için AB’nin ve ortaklarının desteğini umuyor ve bekliyor. Kıbrıs Karşılıklı Savunma Sözleşmesinin 42.7’nci maddesine büyük önem veriyor” da dedi.