Bu gün , AB‘ i içerisinde meydana gelen ve AB ‘ ni sarsan son seçimlere değineceğim .
Bizde, dün yapılan, seçim ve referandumun yorumlarına ve görüşlere , çarşamba günkü yazımda değineceğim .
Sonuçlar, resmi olarak ele geçtikten sonra, değinmeği uygun buldum .
Gelelim AB ‘ deki seçimlere :
AB Komisyon Başkanlığına , İngiltere ve Macaristan’ın karşı çıkmasına rağmen , Lüxenburg eski Başbakanı , Jean Claude Juncker seçildi .
Almanya’nın başkanlığında ve başını çektiği Juncker , aldığı oylarla, Komisyon Başkanı oldu .
Bu zat, eskiden Lüxemburg Başbakanı idi .
Güneydeki liderle, Avrupa’da yaptığı görüşmede , Anastasiadis Efendiye iki konuda taahhütte bulunmuş :
Bunlardan biri .
Kıbrıs Türk’lerinin görev gücünün , mevcut sorunların aşılabilmesi gerekçesi ile genişleme müdürlüğünden alınarak , Komisyon Genel Sekreterliğine verme taahhüdü .
İkincisi ise :
Kapalı bölge olan, Maraş’ın iadesi .
Mağusa Limanının , AB gözetiminde ticarete açılması .
Bunların hayata geçmesi için de , Rum yönetimi başkanına taahhütte bulunduğunu. Rum basını ve medyası haber olarak , kamu oyuna bunu duyurdu .
Bu iki taahhütle ortaya çıkan bir somut gerçek de , AB’nin , görüşme sürecinde aktif olarak, yer alması isteği .
Juncker’in bu göreve gelmesi , güneyi , Kıbrıs konusunda , kendi hanelerine artıların yazılacağı düşüncesi ile ilgili, bir hayli umutlandırdı .
Bu umutlar hayal edildiği sürece , Kıbrıs’la ilgili görüşme masasında güney.
İyi niyetli olarak , çözüm masasında hareket eder mi ?
Bence, mümkün değil .
Zaten adamlar , görüşmelerin seyrini “ 2008 “götürdüler .
“2014 de, çekmeye çalışılıyor .”
Bu mantıkla , süreçten ne çıkar ?
Ne çıkabilir ?
Gelelim , seçimin AB içerisindeki boyutuna :
Bu seçim , AB de . Almanya’nın liderliğini perçinlenip, kanıtladı .
AB patronu, artık Almanya .
İngiltere’nin başını çektiği blok, bu seçimle büyük yara aldı .
Bu sonuca , Rum kesimi kadar , Rusya da sevindi ve memnun kaldı .
AB içerisinde , serbest ticaret anlaşması olan ve en çok ticareti Rusya ile yapan Almanya’dır .
Almanya , Güney Akım projesinden de , Rusya’dan doğal gaz satın almaktadır .
Yani , iki ülke arasında , karşılıklı ticaret , büyük oranda .
Ukrayna ve Kırım olayları ile ilgili olarak da , Rusya’ya uygulanacak yaptırımlara , hatırlanacağı gibi Almanya pek istekli görülmemiş . Rusya’ya yapılacak yaptırımlar için de takoz görevini yapmıştı .
Komisyon seçimlerinden sonra , Rusya Devlet Başkanı Putin’in yaptığı ve memnuniyetini dile getirdiği açıklaması da, gayet ilginç :
“…Avrupa Birliğinin liderlerinden olan Almanya , küresel ve bölgesel istikrar ve barışın sağlanması alanında bizim en önemli ortağımızdır .”
Ayrıca , Rusya ve Almanya ile olan ticari ve ekonomik ilişkilerin Almanya’nın ön sıralarda olduğunu , AB ülkeleri ile olan ihracatta, Almanya’nın % 35 ile ön sıralarda geldiğini de vurgulamıştır .
Böyle bir ticari ilişkisi olan Almanya , AB ‘ni Rusya’ya yaptırım uygulamaya yönelik , ne gibi eyleme, AB ‘ ni geçirebilir ?
Gelelim Türkiye’nin, üyelik boyutuna .
Komisyon Başkanı olan zat , Türk ve Türkiye düşmanı .
Türkiye’nin, AB girmesine, kesin karşı .
Bu durum karşısında , üyelik konusunda Türkiye , sıkıntıya girmeyecek mi?
Türkiye ile Almanya’nın da, sıkı ticari ilişkileri var .
Fakat bu ilişkiler , Türkiye’yi AB ‘ ne sokacak boyutta değil .
AB ‘i zor bir sürece giriyor .
İngiltere’nin seçim hezimeti , zaten AB ‘ ne soğuk bakan İngiliz Halkına
nasıl yansıyacak ?
İngiliz basını, gelen haberlere göre . İngiltere’nin AB ‘ deki günlerinin sayılı olduğu haberleri ve başlıkları ile dolu .
İngiltere , AB de kalınması veya ayrılması için , referandumu erkene alır mı ?
İlk referandumda , İngiliz halkı , AB ‘ den çıkılması için , çok büyük bir olasılıkla evet diyecek .
Öyle bir sonuç çıkarsa , AB’nin iskeleti büyük bir yara almayacak mı ?
Bu durumda , Fransa ve Almanya^nın liderlik savaşı daha da tırmanacaktır .
Muhtemelen bu savaşta da , Almanya galip gelecektir .
Almanya’da olan potansiyel , Fransa’nın AB lideri olmasına engel teşkil etmektedir .
Avrupa içerisinde , Almanya’nın bu zaferinden sonra , Rusya’nın, Avrupa Birliği içerisindeki yeri, daha da sağlamlaşmış olmuyor mu ?
Rusya Devlet Başkanı Putin , ayni zamanda ABD karşısında olan durumunu , daha da pekiştirmiş oluyor .
Bu , Orta Doğu’ya da yansıyacaktır .
Bağdat , Şam ve Tahran‘ ı idare eden liderlerin, daha da sağlamlaşacağı bir
ortama doğru gidilmektedir .
Rusya’ya yaptırım uygulanmasına sıcak bakmayan Almanya , Rusya’nın Orta Doğuda , Şii rejimleri desteklemesine de hayda hayda göz yumacaktır .
Bu durum, ABD ile Almanya ve AB arasındaki görüş aykırılıklarını da beraberinde getirecektir .
AB deki seçim .
AB ‘ de çanların daha da yüksek sesle çalınmasını, gündeme getirecektir .
AB ‘ ni bu duruma getiren , AB içerisindeki ekonomik olumsuzluklardır .
Dünya gündeminin çarkı çok süratli bir şekilde dönmektedir .
Dünyada bu çarka karşı ayak uyduran devletler , rahat bir şekilde ömürlerini sürdüreceklerdir .
Uyduramayanlar , mehter takımı gibi , iki öne , bir geri adımlarla , dünyaya tutunmaya çalışacaklardır .
Bu devletleri yöneten yöneticiler de , sonuçta, halklarına hesap verecekleri günleri yaşayacaklardır .
Bunun, dünyada çok örnekleri var .
Dünyaya ayak uyduramayan liderlerin ayakları, yoldan kesilir .
Silinir giderler .