Kıbrıs müzakereleri bağlamında , taraflara , cesaret ve müzakere maneviyatı
vermek için , ABD ‘ nin öncülüğünde iki müzakereci , Güney Afrika’ya gitti .

Bu geziyi düzenleyen tarafın , Lefkoşa Büyük Elçisi de gitti .

Güney Afrika’da , siyah ve beyazların çatışması 20 yıl önce , batılıların , barış paketleri ile sonlandı ve barış imzası taraflar arasında atıldı .

Aslında , Güney Afrika’da olan , Yerli Halk’ın , dışarıdan gelen azınlık beyazlar tarafından dışlanması ve hor görülmesi olayıdır .

Zamanla , Yerli Halk bu duruma direndi .

Baş kaldırdı .

Öldürüldü .

Hapislere atıldı .

Sürüldü .

Fakat yılmadı .

Ülkelerine , Özgürlük ve Egemenliklerine, sahip çıkmaya çalıştılar .

Liderleri Mandela , ömrünü , halkı için hapislerde çürüttü .

Halkına öncülük etti .

Halkı ile, Özgürlük Mücadelesini, birlikte verdi .

Güney Afrika’da, siyah ırka karşı yapılan mezalim , hala daha Holiwood filmlerinin, senaryolarını teşkil etmekte .

20 yıl önce imzalar , Güney Afrika’da , batılıların istedikleri çözüm anlaşmasına atıldı .

Atıldı atılmasına da , Güney Afrika’ya barış ve huzur geldi mi ?

İki ırk arasında, ciddi bir anlaşma, oldu mu ?

Güney Afrika’da halklar , huzurlu mu ?

Barış imzaları, Güney Afrika’ya, barışı getirdi mi ?

Bunların olumlu bir şekilde, gerçekleşip gerçekleşmediğine, bakmak için Sn . Özersay’ın , sosyal medyaya attığı mesaja bakalım .

Sn. Özersay :

“ İlk izlenim … Güney Afrika’da taraflar, müzakere ederek yeni bir düzen kuralı, 20 yıl oldu. Ancak şehirlerde yer alan evlerin, neredeyse tamamı yüksek duvarlar ve elektrikli, dikenli teller ile çevrili , alışveriş merkezleri ile restoranlar sadece birileri için ayrılmış . “ kurtarılmış bölgeler “ benzeri özel alanlar içinde . Kağıt üzerinde çözmek , bir gecede ekonomik , sosyal , toplumsal entegrasyon sağlamıyor, sorunları çözmüyor . Güney Afrika’nın, yolu uzun “

Müzakerecilerin , ziyaretini düzenleyen, ABD Büyükelçisi de Güney Afrika’ya gitti .

Güney Afrika ziyareti , siyasi olmaktan çok turistik bir geziye dönüştü .

Haber kaynağı Rum basını .

Sn. Özersay’ın ilk izlenimleri, hiç de iç açıcı gelmedi .

Tabi , Sn . Özersay , gerçekleri görerek , halkına samimiyetle bunları aktardı.

20 yıl var , barış anlaşması imzalandı .

Ülkeye barış geldi !

Fakat insanlar evlerinde , can güvenliği ve huzur bulmak için . Evlerini kale duvarı gibi , duvarlarla örmekte . Bununla yetinmeyip , elektrikli tellerle de çevirmekte.

Her semte , her isteyen gidemiyor .

Lokantalar , belirli kişiler ve zümreler için ayrılmış .

Her iki halk için de, kurtarılmış bölgeler oluşmuş .

Beyazlar, siyahların bölgesine .

Siyahlar da, beyazların bölgesine gidemiyor .

Neden ?

Olsa olsa, can güvenliği .

Güney Afrika’da , halk , kendi evinde hapiste .

Genel olarak, halkın içerisine inmekten korkar vaziyette .

Güney Afrika’nın barışını , bize satmaya çalışanların , Güney Afrikaları bu .

Kıbrıs Türk Halkı , 11 yıl , çok dar, ada coğrafyasının % 3’üne, sıkıştırılmış toprak parçasında gettolarda mücadele verdi .

Yılmadı .

Usanmadı .

Bıkmadı .

Bezmedi .

Özgürlüğüne ve can güvenliğine kavuştu .

Ülkede , cürüm niteliğindeki olaylara bakıp, bunu yadsımamız mümkün olamaz .

Sn . Özersay Güney Afrika’yı, çok kısa mesajı ile Kıbrıs Türk Halkına tüm çıplaklığı ile ortaya koydu .

20 Yıl barış anlaşması imzalandı .

Fakat .

Sn . Özersay :

“ Güney Afrika’nın yolu uzun “ diyor .

Güney Afrika’daki halklara, Allah yol açıklığı versin .

Kıbrıs Türk Halkı , Güney Afrika’daki gibi “ saman üstünde kazık “ misali, sözde bir anlaşma istemiyor .

Sırf , Batılılar , memnun kalacak , bölgedeki , nüfuzları artacak diye . Kıbrıs Türk’lerini bu defa da , oturdukları evlere tecrit edecek bir anlaşmayı dayatmaları . Kesinlikle kabul edilemez .

Kıbrıs Türk’ünü evlerine hapsedecek , can güvenliksiz bir anlaşmaya kim onay verebilir ?

Sn. Özersay’ı , kutluyorum .

Bazı sözde siyasetçiler gibi, Güney Afrika’yı ters yüz edip ” allayıp pullayıp” topluma satmaya kalkışmadı .

Halkına, gerçekleri, hiç korkmadan ve çekinmeden nakletti .

Tabii , ülkemizdeki bazı işbirlikçi, teslimiyetçiler tarafından :

“ Barış düşmanı ilan edilebilir .”

Çünkü bu bazı kişiler , fikri sabit haline geldiler .

“ Barış “ diyorlar da başka bir şey demiyorlar .

Sanki, onların dışındakiler, bu adada, barış istemiyorlar, gibi .

Adada, herkes barış istiyor .

Daha doğrusu anlaşma :

Adaya , barış , 74 yılında gelmiştir .

Eksik olan , bunu bir imza ile bitirmektir .

74 ‘ ten sonra ne güneyde ne de kuzeyde , 74 öncesi gibi, ölümler olmuyor .

Türk’ler kaçırılıp , kuyulara atılmıyor .

Kıbrıs Türk’ü, barış anlaşması istiyor .

Fakat, Güney Afrika’daki gibi, bir anlaşma değil .