Malumunuz erken seçim ve beraberinde seçim ile ilgili tartışmalar, dedikodular, “kendine özgü” anketlerin yayınları başlamış durumda...
Mevcut siyasi partilerin sayısı yeni kurulan parti ve particiklerle artış gösterdi.. Yani oy pusulası “çarşaf” gibi olacak..!!!
Birçok partide seçim paniği, kim aday olacak yarışı aldı başını gidiyor...
Özellikle iddialı partilerde bu kavga daha da büyük..!!!
Küçük partilerde bile kavgalar var..!! İttifak arayışları hatta ittifaklar var..!!!
Kısacası yeni eski tüm partilerde sıcak gelişmeler yaşanıyor...
 
Bildik yöntemler ve propagandalar önümüzdeki seçimlerde geçerliliğini yitirecektir...
Aday belirleme yöntemlerinden tutun, parti programlarına kadar seçmen her unsuru didik didik edecek...
Son 3-4 yıl içerisinde siyasi yaşantımızda “sosyal medya”nın da etkisiyle kayda değer farklılıkların ortaya çıktığı gözden kaçmıyor...
Kudret Özersay liderliğindeki Halkın Partisi’nin siyasal yaşantımıza girmesiyle; birçok “eski” parti, seçmen karşısındaki duruşunu değiştirmedi dersek yalan söylemiş oluruz...
HP’nin varlığı “eski” “büyük” partilere ciddi korku veriyor.. Bunu görmemek bugünden seçimi kaybetmek demektir...!!!
Hatta son günlerde HP ve Özersay’a yönelik başlatılan karalama kampanyaları bize 80’li, 90’lı yılları hatırlatıyor... Bildik; çirkin, bel altı propaganda yöntemleri..!!!
Bence halk artık bunlara pirim vermeyecektir.!!!
Uzun bir süredir HP’nin başlattığı “halkla buluşma” gezilerini son dönemlerde özellikle CTP’de de görüyoruz...
CTP de HP’nin etkisinde kalan partilerden biri.
Şunu belirtelim ki önümüzdeki seçimler, hiçbir parti için “taban garantisi” yoktur.
Birileri ‘CTP veya UBP’nin ve/veya başka bir partinin % şu kadar tabanı var’ diye hesap yaparsa, yanılır..!!!
Bugüne kadar Kuzey Kıbrıs’ın en güçlü partisi UBP’nin bile, önümüzdeki seçimlerde sandıktan minimum kaç oy çıkaracağını kimse garanti edemez..!!!
Ortam o kadar değişti ki; ismi Denktaş ailesiyle özdeşleşmiş ve her seçim sonrası kilit parti olarak önümüze çıkan Demokrat Parti (DP)’nin, barajı aşıp aşamayacağını dahi tartışır hale geldik..
Bununla da bitmedi. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın TDP’si param parça...
Bunların tümü geçmiş siyaset yöntemlerinin sonucudur.. 
Halk artık, gerçek siyaset ve üreten siyasetçi görmek istiyor..
Geçmiş ve mevcut siyasetin ülkeyi getirdiği nokta bellidir...
Her ne kadar yapılan yatırımları öne sürerek “reklam” yapmaya çalışan siyasilerimiz olsa da; ülkedeki durum ortadadır.. 
Hemen hemen her konuda dünyanın birçok ülkesinden geride bir noktadayız..
Sağlık, çevre, eğitim, ulaşım konularında yapılan yatırımların sadece “şov” amaçlı ve kısa süreli göz boyamadan öne geçemediği aşikardır...
Bir de hergün; menfaat, hortum ve çıkar odaklı organize işleri göz önünde bulundurduğumuzda, geçmiş ve mevcut siyasetin kabul edilir veya elle tutulur hiçbir yanı kalmadığını görürüz.
Kendisini yenileyen... İnsan odaklı siyaseti benimseyen, hizmet etmeyi görev bilen partiler ipi göğüsleyecektir...
Haa! “Biz bu sisteme alıştık. Hamma, hummasız yapamayız.. Bizde hizmet yandaşadır”, “ben kendimi kurtarayım, memleket kendi kurtulur” politikalarıyla “yola devam” diyenlere bu halk artık prim vermeyecektir...
Eşine dostuna olduk olmadık imkanlarla ülkeyi hortumlatanlar, sandıkta ciddi darbe alacaktır...
Kıbrıs Türk halkı, hak ettiği şekilde yönetilmek istiyor.. Bu cennet adayı geleceğe emanet edebilecek yönetime muhtaç...
...ve bu halk buna karar verecek iradeye sahiptir...