Yüksek İdare Mahkemesi eski başkanı, çok değerli hukuk ve adalet adamı Taner Erginel’in son kitabı “KUSURSUZ YARGI OLUŞTURMA ÇABALARI” adını taşıyor.
Taner Erginel’e hayran kalmamak mümkün değil.  Neden ona hayran oluyor insan?
Hayran oluyor, çünkü emekli oluşunu bir tarafa fırlatıp atmış, kendini ülke ve dünya adaleti üzerine yazılar ve kitaplar yazmaya adamış bir insan. Bu çalışmalarıyla da derinlemesine ve kıyaslamalı hukuk sistemini gözler önüne seriyor.
O kitabı okuduğumda, “Bütün genç hukukçuların bu kitabı okuması gerekir” diye düşündüm.  
Taner Erginel’in kıyaslamalı hukuk sistemlerini irdelemesinin amacı, genç hukukçuları bilinçlendirmek ve önlerini daha iyi görmelerini sağlamaktır.
Bir yerde Taner Erginel şunu demek istiyor:
“Temelde Hukuk Fakültesi’ni ve Yüksek Hukuk öğrenimini bitirip meseleğe atılmak yetmez.  Siz okuduklarınızla okumadıklarınızı, bildiklerinizle bilmediklerinizi araştırıp kıyaslamalı boşlukları dolduracak ve mesleğinizi öyle uygulayacaksınız.”
Genç hukukçuların çoğunun dünyada ve ülkemizde uygulanan hukuk sistemlerinden haberleri yoktur.
Hukukun tarihini öğrenme adına şu ifadeleri kullanıyor değerli emekli yargıç, İngiliz Hukuku (Anglosakson) ve Kontinental Hukuk için:
“Anglosakson Hukuk Sistemi, İngiliz yargıçların Ortaçağdan başlayarak içtihatlarla yavaş yavaş oluşturdukları bir sistemdir.  Her aşamada ‘Acaba yargılama nasıl adil olabilir?’ sorusunu sorarak oluşturdukları kurallar usul hukuku haline gelmiştir.  Bu sistem için ‘İçtihat Hukuk Sistemi’, ‘Common Law’, ‘Orta Hukuk’ veya ‘Ahkamı Umumiye’ terimleri de kullanılmaktadır.  Anglosakson sistemin uygulanmadığı dünyanın yarıdan fazla ülkelerinde Kontinental sistem uygulanır.  Kaynağı, 1804 Fransız Medeni Kanunu’nda bulunan bu sisteme, ‘Kıta Avrupa Sistemi’ veya ‘Sivil Hukuk Sistemi’ isimleri de verilmektedir.”
Taner Erginel bu iki sistem üzerine tarihsel bilgiler verirken, şu ifadeleri ile de tüm hukukçularımıza gönderme yapıyor:
“KKTC Hukuku’nu tanımak için herşeyden önce bu iki hukuk sistemini ve iki sistemin temel ilkelerini öğrenmek gerekir.  Maalesef KKTC Hukukçuları’nın en az bilgi sahibi oldukları konu da budur.”
Esasında kendi ifadeleri ile bu eksiklikleri gidermek için, “Benim ve bir grup arkadaşımla yıllarca süren çalışma sonucu edindiğimiz görüşlerdir.  Doğru veya yanlış tartışmaya değer olduklarına inandığım için genç hukukçuların bilgisine sunuyorum” diyor.
Bence onun bu sözlerine, özellikle mesleğine karşı duyarlı olan hukukçular kulak vermeli ve her sözünü ve her kelimesini dikkate almalıdırlar.  Aksi takdirde kendilerini geliştiremezler.
“KKTC Hukukçuları usul hukukunu öğreten okullarda okumuyorlar.  İngiltere’de hukuk tahsili yapanlar da genellikle bu dersi öğretmeyen hukuk fakültelerinde okuyarak sistemi öğrenmeden mesleğe atılırlar.”
Nedense benim affedersiniz pis bir kitap okuma alışkanlığım vardır.  Okumakta olduğum kitabın satır aralarını lale tarlasına çeviririm.  O satır altlarındaki ifadeler, gerçekte benim ilgi alanıma girerken, o satır altı yaptığım ifadeleri de kendi yazın hayatımda kullanırım.  Bu kitabın satır altları da hayli renklenmiştir.
Ben bu yazımla bütün hukuk dünyasına çok önemli bir kaynak armağan eden Taner Erginel kardeşimin uzun bir emek vererek meydana getirdiği kitabını, bütün hukukçulara salık veriyorum.
Hani derler ya...  “Okuyan adam kendini geliştirir” diye.  Bu kendini geliştirme meselesi, her alanın mesleği için geçerlidir.  Özellikle hukuk ve hukuki sistem ve terimler de çok önemli ve ilginçtir.
Tabii ki bu çalışmanın bir diğer amacını da şu sözlerle ifade ediyor Taner Bey:
“KKTC’de kusursuz hukuk oluşturmak için yaptığımız çalışmaların sonucunu” da uzun uzun analiz ediyor deneyimli yargıç.
Keşke diyorum.... Keşke bütün hukukçularımız ille de para kazanma ötesinde mesleki araştırmalar yaparak hukuk dünyasına güzel kitaplar yayınlasalar.
Bu konuda kaç tane üretken hukuk ve adalet adamı vardır?  Bence parmakla sayılacak kadar az.
Taner Erginel’in bu kitabından yararlanarak yine ilerideki yazılarımda hukuku ve adaleti irdelemeye devam edeceğim.
Şimdilik “Eline ve yüreğine sağlık Taner Erginel dostum” demekle yetiniyorum.