Söz konusu Garanti Antlaşmaları ise bu Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Krallık arasında çözülecektir.

Sırtında bu anlaşmanın sorumluluğu olmayanların,  bu konu tabu değildir şeklindeki çıkışları dernek solculuğunun dayanılmaz hafifliğinden dolayıdır ki, edilmiş olan bu lâkırdı, ne Birleşik Krallık ne Yunanistan ne de Türkiye tarafından ciddiye alınmamış ve fakat Kıbrıs Elenlerinin Cumhurbaşkanı ve müzakerecisi olan Anastasiedes tarafından mal bulmuş mağrubi edası ile müzakerelerin dibelik müsamere haline getirilebilmesi amacıyla kullanılmaya çalışılmaktadır.

Söz konusu yüz yılı aşan Kıbrıs halkları arasındaki egemenlik sorunu olan ve kısaca Kıbrıs sorunu adı ile tanımladığımız bir sorun ise bu da KKTC, KC, Türkiye ve Yunanistan’ın kendi aralarında hakemsiz ve arabulucusuz pençe penç tartışmalarını sağlayacak olan dörtlü (4) konferans ile çözülebilir.

Bu çözüm arayışlarında BM, AB, veya herhangi bir başka taraf olduğu sürece sorun incir ipi gibi uzayıp sürecektir.

KKTC anayasasındaki görev ve sorumlulukları dikkate alındığında, beğenelim beğenmeyelim rahmetli Rauf Denktaş haricindeki üç seçilmiş tarafından da hakkıyla- layıkıyla doldurulamamış olan KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, seçecek olanlar Kıbrıs sorununu ön plana çıkarmakla sadece kendilerini avutur-kandırır-tatmin ederken seçilmeye aday olanlar da bir bakıma kendilerini ve daha çok da oy vericileri kandırmak avutmak tatmin etmek peşindedirler.

Lafazanlıkla yürüttüğümüz peynir gemileri zamanının artık bitmiş olduğunu idrak etmek vaktidir.

Hele de 5 yılını seçilmiş biri olarak heba ederken ta 1950 lerden itibaren tartışılamz bir gerçeklik olarak var olan iki halkın ( Türklerin ve Elenlerin ) başta egemenlik olmak hayatın bütün alanlarındaki siyasi egemenliği tartışılır hale getiren adayın sorunun eşitlik temelinde çözümü için aday olarak yeniden ortaya çıkması ancak ve yalnız makamın cakası ve itibarı ile ilişkilendirilebilir.

Kıbrıs sorunu dört tarafın da evet demesi ile olasıdır ve Anastasiedes Yunanistan ile tam ve mutlak iş ve ağız birliğine sadakatle bağlı kalırken, Türkiye ile KKTC arasında bir çıkar çatışması var algısı yaratarak zemin kazanmak peşindedir. Kıbrıs Elenlerinin Yunanistan ile sağladığı görüş ve ağız birliği ne yazık ki Kıbrıs Türkleri arasında zaman zaman ortaya çıkan boşboğazlık, işgüzarlık ile zafiyet içinde gibi bir algıya neden olmaktadır

Federasyon için Türk ve Elen halklarının başta egemenlik olmak üzere kurumsal siyasi eşitliğinin mutlak surette kabulü şarttır.

Komşularımız olan Kıbrıs Elenlerinin, Mustafa ile Anastasiedes, ya da Andros  ile Ersin’in eşitliğinden dem vurmaları değil, Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Elenlerinin kurumsal eşitliğini ve bu eşitlikten kaynaklanacak olan iki halkın eşit egemenliğine dayanırsa yaşama şansı olabilecek, iki halklı ve iki bölgeli federasyonu kabul etmiş olmaları, biz şart koşsak da koşmasak da kendliğinden şart hem de önşart olduğunu kabullenmelerine deklere etmelerine imza ile taahüt altına girmeleri ile olasıdır.