SSCB ‘ nin dağılmasından sonra , Soğuk Savaşın iki kutbundan biri olan
Varşova Paktı da, dağılmıştı .
Askeri gücün önemli bir kesimi, ayrılan ülkelerde kalmıştı .
Bunlar arasında Kırım , Ukrayna , Gürcistan , Sivas Topol , Bulgaristan , Romanya , Polonya , Çekoslovakya ve Macaristan bulunmaktaydı .
Bunların pek çoğu, Rusya Federasyonunda yer almamıştır .
Bu ülkelerin, AB ve ABD ‘ nin liderliğini yaptığı Nato Teşkilatına yönlenmeleri , Putin Rusya’sını, kaygılandırdı .
Batılıların , idari ve ekonomik coğrafyalarını genişletme çabaları karşısında , Rusya’yı yönetenler, rahatsız oldu .
Dünyadaki paylaşım savaşımı , dünyayı yine iki kutupluluğa itti .
Ukrayna , Kırım , Gürcistan’daki olaylar göstermiştir ki , Putin’in Rusya’sı
Nato’nun genişleyerek arka bahçesine kadar girmesine izin vermeyecek .
Bu nereden belli ?
Ukrayna ve Kırım’dan belli .
Rusya’nın bu tür davranışları ve Ukrayna’daki ayrılıkçıları desteklemesi ,
SSCB ‘ den ayrılan ve batıya yönelen ülkeleri tedirgin etti .
Bir nevi , korkuttu .
Rusya’nın , Ukrayna’daki olaylar karşısında , Nato’daki bazı yetkilileri . Rusya’nın bu “yayılmacı politikaları “ karşısında , çok ciddi önlemler alınması
Pozisyonuna getirdi .
Bu yetkililer , SSCB ‘ den ayrılan ve batıya yönelen ülkelerin , Rusya’nın bu tarz hareketleri karşısında. Nato’ya endişelerini belirtmeleri ve bir nevi kaale alınmamaları , gelişen son olaylar karşısında , bu ülkelerin duyduğu kaygılara
şimdilerde hak vermeye başladılar .
Bu ülkelerin , Ukrayna’daki olaylar karşısında duydukları endişeler haklı çıktı .
Bu ülkelerin duydukları endişelerin yersiz olduğu kanısına varan Nato yetkilileri. Bu ülkelerin haklılığına karar vererek. Nato Teşkilatını gözden geçirme kararı aldılar .
Bu kararla , Rusya’nın artık “ stratejik “ bir ortak olmadığı da vurgulanmıştır.
Rusya’nın bu tavrı , Nato yetkililerini , Teşkilatın yeniden reorganizasyonunu
gözden geçirmeye sevk etti .
Bununla birlikte , Kollektif savunma hedefi yeniden gündeme getirildi .
Bir çok batılı diplomat :
Avrupa devletlerinin, savunma bütçelerindeki kesintileri durdurması gerektiğine dikkat çekiyorlar .
Gelişen olaylar karşısında, Avrupa ülkelerinin, Rusya karşısında belirleyecekleri tavır halen müphem .
Çünkü bir çok büyük Avrupa ülkesi , ki bunlar içerisinde İngiltere , Almanya ve Fransa var .
Olayların abartıldığı kanısındadırlar.
Çünkü Rusya ile bunların, serbest ticaret anlaşmaları var .
Eski komünist ve yeni Avrupalı olan ülkeler ise, gelişen olaylardan çok kaygılı.
Rusya’nın Ukrayna olayları karşısında , bazı yetkililer ise Nato Teşkilatının.
En kısa bir süre içerisinde , günümüz teknolojilerine paralel olarak yeniden savunma silahları ile donatılmasını, dünyadaki global krizlere, müdahale edebilecek bir duruma gelmesini istiyorlar .
Bu durumla ilgili olarak . Türkiye sınırındaki tırmanan olayları, görüşmeye çağırdı .
Nato yetkilileri , sadece , Ukrayna’daki olaylar karşısında değil .
Suriye ve Irak ‘taki olaylar karşısında da sıkıntılı .
Sıkıntı, Irak’taki cihatçı militanların geniş bir bölgede kontrolü, ele geçirmeleri .
Irak petrolünün , batıya akmaması demek , batının sanayi ve endüstrisinin.
Durması demektir .
Sanayileşmiş batı ülkelerinin de tümü, Nato üyesi .
Rusya’nın son hareketleri , göstermektedir ki , Nato Teşkilatını kendine bir çeki düzen vermeye itti .
“ Stratejik ortağın “ stratejik olarak , coğrafyasına toprak katmasını , Nato’nun içine sindiremeyeceğinin sinyalleri belirdi .
1990 yılında, SSCB ‘nin dağılması ile, Türkiye’nin Nato içerisindeki öneminin kalmadığını yazıp çizenler. On dört sene sonra, acaba, kalemleri ile
neyi yazacaklar ?
Gelişen olaylar karşısında Türkiye’nin, hem askeri , hem de ekonomik ve ticari yönden önemi ve ağırlığı artmaktadır .
Türkiye, doğu ve batı arasında, bir terazi görevi yapabilecek bir konuma gelebilir .
İki kutup arasında, dengeleri sağlayabilir .
İki kutup arasındaki sürtüşmeden , sıyrılıp , her alanda yücelebilir .
Ekonomisini, kalkındırabilir .
Yahut da , iki kutuptan birinde , söz hakkı ağırlığı olarak yer alabilir .
2014 yılının ortasında , dünyamız yeniden, silahlanma yarışına girmek üzere .
Rusya Federasyonunun, hanesine yazdıklarını, hiç ama hiçbir zaman hazmedemeyecektir .
Yukarıda da, değindiğim gibi. Bu durum karşısında Türkiye, ülke menfaatlerini korumak açısından, daha da güçlü hale gelmektedir .
Türkiye’siz, bir Nato savunması, olamaz .
Bu mümkün değil .
Bunu, batılılar da biliyor .
Türkiye’nin ağırlığı, artıyor .
Bu, Kıbrıs’a da, yansıyacak .
Gelişen olaylar karşısında , Kıbrıs konusunda gelebilecek haksız baskıları da,
elinin tersi ile itebilecektir .
Dış politika ;
“ Al gülüm . Ver gülüm “ esasına dayanır .
Bilmem, anlatabildim mi ?
Devletler arası ilişkilerde , hiçbir şey , karşılıksız değildir .
Rusya’daki endişeler, Batılılar karşısında Türkiye’yi, Soğuk Savaş dönemlerindeki gibi kıymete bindirecektir .
Bindirmiştir bile .
Bundan, biz de yararlanalım .
Yararlanmasını, bilelim .