Zühre’siz Tahir olur mu.

Olur tabii ki derseniz, ola ki DTB’nin eski kalecisinden söz ediyor olacaksınız.

Soyut düşünmek diye bir şey vardır ki hayati öneme haizdir. Diyebilirim ki soyut düşünceye kafa yormadığımız için bu haldeyiz.

Berbat bir haldir bu.

Soyuttur,  önem verdiğinizi sandığınız bütün kavramlar ve fakat siz soyut ile somutu bir birine fana halde karıştırdığınız için kafacığınız rahattır.

Sınırları nedir vatanın diye sorsam, vatan soyutunu hiç düşünmediğiniz için Girne – Lekoşa, Yeşilırmak – Karpaz deyip geçecek, üstüne de bayrak, şehit kanları diyerek küküreyeceksiniz.

Yürekteki bayrak ile, üzerinde gülerek huzurlu yaşamak istenen memleket soyutuna aklınız ermediği için, yürekte bayrak mı olur, bayrak dediğin sembol binaların önündeki direklere çekilir diye çemkireceksiniz de.

Ne Zühre somuttur ne de Tahir ve fakat bir memleket Tahir ile Zühre aşkının üstüne inşa edilir.

Ekmek derdine düşürdüğünüz insanlara bakıp da,  ne derdi kardeşim, fırınımız da var marketimiz de isteyen acıkan gider alır somutuna işlediği için aklınız, kuru kalabalıklarsınız.

Aç ve açıkta bırakmaz bırakamaz memleket üstünde yaşayanları.  Bu,  insanları üstünde yaşadıkları toprağı vatan / memleket / yurt yapmak için Zühre’nin Tahir’e /  Tahir’in Zühre’ye karşılıklı ve gönüllü bağımlılığı bir birlerinden asla vaz geçemedikleri soyutunun vatan / vatandaş, yurt / yurttaş bağımlılığının aynısıdır.

Çocuklarını besleyebilmek için güneyde çalışmak mecburiyetinde bıraktığınız insanların gözünün içine baka baka, daha ne kadar özgürüz diye ahkâm keseceksiniz.

Moda haline getirdiğiniz irade / özgür irade var ya, biliniz ki ekmek derdine güneyde çalışmak mecburiyetine zorladığınız hiçbir insan iradesi / özgür iradesi ile gitmiyor güneyde çalışmaya, onları siz mahkum ettiniz.

Tuzu kuru olunca şekeri suya düşmüşleri de düşünmenin ancak ve yalnız soyut düşünebilen insanların harcı olabileceğini, olduğunu aklınıza bile getirmediğiniz içindir ki, siz makamlara kurulunca, en ufak bir gelecek kaygısı taşımayacak kadar parayı şurada buradaki banka hesaplarınızda tutuyor olunca, sarılıp bayrağa keyif çatarak vatan diye çektiğiniz her nutuk, yüreklerdeki bayrağı, içten içe onsuz olamayacaklarından emin oldukları vatanlarını daha bir uzaklaştırıyorsunuz insanların yüreklerinden.

Durun ve az düşünün.

Vatan / yurt / memleket sizin tapulu malınız değildir, o hepimizindir ve hatta sizden çok bizimdir.

Bütün değer yargılarımız ağzınızda, icraatlarınızla erozyona uğruyor.

Hep okursunuz ya o şiiri, hani  ‘‘ toprak uğrunda ölen varsa vatandır ’’ şiiri.

İşte o şiirde bizim babalarımız, dedelerimiz, abilerimiz öldü uğruna ve şimdi biz TOPRAK, ÜSTÜNDE HUZURLU MUTLU, UMUTLU, GELECEK ENDİŞESİ DUYMADAN YAŞANIYORSA VATANDIR  diyoruz.

Baylar bayanlar, hanımlar beyler biz halkız siz kimsiniz