Bağımsız Milletvekili Jale Refik Rogers, sağlıkta şiddetin “kabul edilemez” olduğunu ve tüm dünyada olduğu gibi ülkede de şiddetin görünür şekilde arttığını söyledi.
Rogers, katıldığı televizyon programında güncel konuları değerlendirdi.
Şiddetin önlenmesinde caydırıcı yasaların önemli olduğunu belirten Rogers, yargı sürecinin hızlı çalışması ve emsal oluşturmasının bu gibi konularda önem teşkil ettiğini kaydetti.
Sosyal politikalar konusunda eksiklikler bulunduğunu söyleyen Rogers, “Tüm bunlar hayatın her alanına sirayet etmiş durumdadır. Sağlıkta şiddeti kınıyoruz ama kınamak yeterli değildir. Bu olayların tekrarlanmaması için hükümet hangi  önlemleri alacak, önemli olan budur” ifadelerini kullandı.
Yaşanan son olayda madalyonun iki yüzü olduğunu belirten Rogers, ruh sağlığı açısından sunulan hizmetler ve var olan yasaların yetersiz olduğunu belirtti.
Ülkenin en büyük sorunlarından birinin kamunun içinin boşalması olduğunu söyleyen Rogers, müdürlerin siyasi atama olmaktan çıkarılamamasının, kamu reformunun yapılamamış olmasının bugünleri hazırladığını savundu.
Rogers, “Ülke bir yap-boz tahtasına çevrildi” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye Cumhuriyeti ile imzaladığı protokolü de değerlendiren Rogers, suiistimale  açık olduğunu savundu.
Rogers, şu ifadelere yer verdi:
“Protokoller bir onay yasası olarak Meclise geliyor. Mecliste bir değişiklik yapılması da mümkün olmuyor. Dolayısıyla imzalanmadan içeriğinin tartışılması çok önemli. Bu protokoldeki en büyük sıkıntı, sağlığın her alanının kapsayan, nereye çeksen oraya gidebilecek genişlikte maddeler barındıran bir protokol olması. İyi ellerde iyi nedenlerle de kullanılabilir, kötü noktalara da çekilebilir. İstendiğinde tüm sağlık sistemimizi Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim etmeye imkan verecek bir protokol. İlk etapta içerik görmeden müjdeli haberi aldık; KKTC ve TC uyruklu hekimlerin mezun olduktan sonra Türkiye’de mecburi hizmet zorunluluğu kalktı. Çift uyruklu hekimler mecburi hizmetini KKTC’de yapabilecek denildi. Bu güzel bir haber olsa da içeriğine baktığımızda; sadece Türkiye üniversitelerine giriş sınavıyla tıp fakültesine giren ve KKTC’den burs alıp eğitim gören kişileri kapsadığını gördük. Yani A level veya SAT ile tıp fakültesinde okumaya hak kazanan yeni mezun hekimleri kapsamayacak.  Bu konuyu eleştirdiğimizde ek protokol yapılacağını söylediler”
Ek protokol yapılmadan mevcut protokolün yürürlüğe girmemesi gerektiğini söyleyen Rogers, protokolün, mevzuattan sağlık bilgi sistemine, hekim ve diğer sağlık çalışanlarına ilaç ve tıbbi malzeme alımına kadar birçok konuda ucu açık maddeler içerdiğini savundu.
Rogers “Protokolün en sakıncalı maddesi ise 12. maddedir. Bu maddeyle, her ne kadar protokol iki ülkenin sağlık bakanlıkları arasında imzalansa da bu protokolle TC Sağlık Bakanlığı’nın yetkilerini bir özel şirkete devredebileceğinden bahsediliyor” ifadelerini kullandı.
Bunun Anayasa’nın egemenlik maddesine aykırı bir durum olduğunu söyleyen Rogers, “Kamu İhale Yasasını, Tabipler Birliği Yasası’nı ve daha birçok sağlık mevzuatını da bypass edebilecek bu protokolün, ek bir protokol hazırlanmadan geçmesi ülkemizin kamu ve özel sağlık hizmetlerine zarar verebilmesi açısından ciddi sakıncalar içermektedir” diye konuştu.

Editör: Mehmet Kasimoglu