Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısına ilişkin "Biz, hiçbir provokasyona Allah'ın izniyle pabuç bırakmayız. Gereği neyse bunun gereğini yaparız ve yapacağız. 'Bu saldırı, yaklaşan seçimlerle bağlantılıdır' gibi bir ifade de terör örgütünün yaymaya çalıştığı korku senaryosunun bir parçası." dedi.
Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi için bulunduğu Endonezya'nın Bali adasında Türk gazetecilere açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
"İstiklal Caddesinde hain terör saldırısı gerçekleşti ve bu hepimizi derinden etkiledi. Daha önceki saldırılarda olduğu gibi, yine CHP başta olmak üzere muhalefet partileri, terör örgütünü kınamak, lanetlemek yerine 'hükümete yarıyor' düşüncesiyle bir anlamda devleti suçlayan bir tutum sergiledi. Bazı basın kuruluşlarından da benzer yaklaşımlar söz konusu oldu. Bu konudaki görüşleriniz nedir?" sorusu üzerine Erdoğan, o gün saldırıyla ilgili bütün gelişmeleri yakından takip ettiklerini, 81 yaralı bilgisi geldiğini, ölümler noktasında çok endişelendiklerini söyledi.
İstiklal Caddesi'ndeki terör saldırısında 2'si çocuk 6 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatan Erdoğan, "Rabb'im her birine rahmet eylesin. Şu anda 5 vatandaşımız hala yoğun bakımda. Yaralıların sayısı 25'e indi, diğerleri taburcu edilmiş vaziyette." dedi.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şunu bütün samimiyetimle, açık sözlü olarak söylemem gerekir, bütün bunlara rağmen muhalefetin her zaman olduğu gibi bu olayların acısını hissetmeyişine biz zaten alıştık. Bu muhalefet, teröristlerle kol kola Ankara'dan İstanbul'a yürüyen muhalefettir. Biz, bu muhalefete yabancı değiliz. Bunların tavırlarına da yabancı değiliz. Şu anda bunlar PKK'nın parlamentodaki uzantısıyla zaten beraber hareket etmiyorlar mı? Beraber hareket ediyorlar. Kaldı ki bunların şu anda kendi içinde zaten terör söylemlerini ifade eden kişiler yok mu? Var. Nitekim şimdi bunlardan bazılarıyla ilgili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına yönelik parlamentoda çalışmalar da devam ediyor. Bunlara alıştık.
Burada özellikle muhalefetin içinde, CHP'yi bir kenara koyalım, altılı masanın hepsini söylememe gerek yok, ama İP'in (İYİ Partinin) bunlarla aynı çizgiye düşmesi tabii düşündürücü. Onlar niye bunlarla aynı masaya düşüyor veyahut aynı konuma geliyor? Bu tabii düşündürücüdür. Hele hele böyle bir dönemde. Temenni ederiz ki bunlar da bir dönüşüm yapmak suretiyle gerek bu masayı terk etmek, gerekse milli ve yerli bir duruş sergilemek üzere konumunu yeniden gözden geçirir."

- "Herkes heybesinde ne varsa ortaya koyacak"
"İstiklal Caddesi'ndeki saldırıyı 'seçim yaklaştıkça yapılabileceği konuşulan provokasyonlardan biri' olarak ifade edenler var. Siz bu saldırıyı seçimle ilişkilendiriyor musunuz? Bu tür saldırıların olabileceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Erdoğan, "Bir defa şunu peşinen söyleyeyim, biz, hiçbir provokasyona Allah'ın izniyle pabuç bırakmayız. Gereği neyse bunun gereğini yaparız ve yapacağız. 'Bu saldırı, yaklaşan seçimlerle bağlantılıdır' gibi bir ifade de terör örgütünün yaymaya çalıştığı korku senaryosunun bir parçası." yanıtını verdi.
"Ama benim milletimin, benim vatandaşımın feraseti çok yüksektir. Hiçbir zaman bu oyunlara gelmez." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Seçime yönelik herkes zaten heybesinde ne varsa ortaya koyacak. Biz de koyacağız. Benim milletim de o yüksek ferasetiyle sandıklarda bunlara gereken cevabı verecektir. Terörün dini, dili, ırkı yok. İşte orada 15 yaşındaki bir yavrumuz da şehit oldu. 3-4 yaşlarında bir yavrumuz da yaralandı. Dünya güzeli bir yavru. Süleyman Bey'le konuştuk, tıbbi müdahaleler noktasında ne gerekiyorsa bütün hepsini yapacağız. İnşallah onların tedavisini de o şekilde sürdüreceğiz, yapacağız. Vefat eden kardeşlerimizin definleri yapıldı. Rabb'im makamlarını ali eylesin. Şu anda 25 kadar yaralımız var. Bunların içinde 5 tane yoğun bakımda olan var. Bunların tedavilerini de süratle yaptırıp inşallah onları da taburcu ederiz."

- "İlişkilerimizi devam ettireceğiz"
"Hafta başında Ankara çok önemli bir görüşmeye ev sahipliği yaptı. Türkiye'nin koordinasyonuyla ABD ve Rus istihbarat başkanları Ankara'da bir araya geldi. Bu buluşmanın gerçekleşme sürecinde Türkiye'nin üstlendiği role ve bu görüşmeden beklentilere dair bizimle hangi notları paylaşabilirsiniz?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Şu kadarını söyleyeyim; Rusya'nın ve Amerika'nın burada nükleer silaha müracaat edip etmeyeceği konusunda İstihbarat Başkanı'mdan aldığım bilgi, şu an itibarıyla her iki tarafın da nükleer silahla ilgili herhangi bir teşebbüsünün olmayacağı istikametinde. Biz de tabii yakın markajda tutalım, sık sık bir araya gelmelerini sağlayalım istiyoruz. Allah göstermesin, bu yeni bir dünya savaşına yol açar. Buna da fırsat vermeyelim."
"ABD Başkanı Joe Biden'la bir görüşmeniz oldu burada. Biz, size 'Rusya'nın tahıl anlaşmasını askıya almasından sonra başlattığınız diplomasi süreciyle sorun nasıl çözüldü?' diye sorduğumuzda, 'Önce Biden'a anlatacağım, sonra size anlatacağım' demiştiniz. Biden'la bu konuyu konuştunuz mu? Malum Rusya'nın beklentileri var, kendi tahıl ve gübresini ihraç edebilmesi için gerekli garantileri ABD veriyor mu? 'Endonezya dönüşü Putin'le görüşeceğim' dediniz. ABD'den bir mesaj iletecek misiniz? İki ülke liderinin görüşme olasılığına nasıl bakarsınız? Rus tahılının ihracı konusunda Türkiye'de işlenmesi, buradan Afrika'ya gönderilmesi projesi ne aşamada? Bu ne zaman başlar?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Tabii önce görüşmemizi bir yapalım. Görüşmemizi yaptıktan sonra da Sayın Putin'in bize söylediği en önemli başlık, bu tahılı ücretsiz olarak Afrika ülkelerine, Mali, Cibuti, Sudan, Somali gibi ülkelere göndermekti. 'Burada aynı şekilde bu işin ücretsiz gönderilmesine biz de katkıda bulunuruz' dedik. 'Fakir fukara, garip gureba Afrika halkı aç, açık, onları böyle bir konumda bırakmayalım' dedik. Böyle bir mutabakatımız zaten oldu. İnşallah bu buğdayın gelip bizde una çevrilmesi ve bu şekilde gönderilmesi onları da ciddi manada rahatlatacaktır. Biden tabii bu konularla ilgili önce bize teşekkürünü ifade etti. 'Bu tahıl koridorunda üstlendiğiniz rol sebebiyle teşekkür ederim' dedi. Bunun dışında F-16'larla ilgili konuda 'işin tamamen elinde olduğunu, bunun hassasiyeti içerisinde olduğunu' söyledi. Bu konudaki ilişkilerimizi devam ettireceğiz. Burada Dışişleri Bakanlarımızın, Savunma Bakanlarımızın da bu süreci yakından takip etmeleri suretiyle, temennim odur ki inşallah kısa zamanda F-16 meselesini de bu vesileyle çözmüş oluruz."

Editör: Mehmet Kasimoglu