Okul korolarında sesi ‘güzel’ olmayanlara yer yoksa o okul berbat bir okuldur, niyesini düşüne durun.

Çok yıllar evvel hem de KKTC’nin en ünlü ve en en demokrat gazetecilerinin toplaştığı bir gazetenin spor sayfasında şöyle bir manşet vardı ‘ çocuklarımız ışıl ışıl parlıyor’ Karaoğlanoğlu 95 – Esentepe 25’

Okul takımları ve okul spor müsabakaları üstünde derin derin düşünmek gereği vardır.

Okullar arası basket voleybol futbol müsabakalarından çok daha önemli olmalıdır, okul içi sınıflar arası yakantop oynamak, tutmaca oynamak, elim sende kurtarmaca oynamak.

Yakantop her hal ve durumda voleyboldan daha eğlenceli ve daha hareketli olmasının yanında, kaybeden sınıf öğrencilerinin de kahkahalarla kabul edebileceği bir sonuç ile sonuçlanır.

Kolej sınavlarına öğrencilerde ‘ travmaya’ yol açar diye homurdanan karşı çıkan ‘ ilerici’ öğretmenlerin, okul öğrencileri arasında en seçkin 5-10 öğrencinin müsabakacı, diğer bütün öğrencilerin de pasif, edilgen olduğu müsabaka formatlı basketbol, voleybol ve futbolun en hızlı hatta fanatik yandaşları olması hiç de şaşırtıcı değildir.

Niye mi değildir.

Travma kavramını kavramını kullananların, aynı ezber ile 5 öğrencinin başka okulun 5 öğrencisine karşı daha becerili olmasının gazetelerde X okul Y okulu yendi şeklindeki başlıkların, yenildiği söylenen – yazılan okulun takımda yer almayan 475- 896- gibi 5 kıyasla daha çok sayıda ve takımda yer almayan öğrencileri – çocukları- da kapsadığını ve bu durumun üzücü olduğunu- olabileceğini düşünmeyecekleri, düşünemeyecekleri en azından benim malûmumdur.

Üzülmek-sevinmek duygudur ve duygunun ezberi olmaz.

Şampiyon olmak kavramı nedir diye düşünmek gerek değil midir.

Bir çırpıda 10’larca şampiyon okul ve şampiyon öğrenci adı sıralayabilecek olan öğretmenler, müdürler, eğitim bürokratları ve sendikaları, saklambaç oyununda güzel saklanan, güzel birayak oynayan, güzel ip atlayan, çocukların adını ve en şenlikli yakantop sınıfının hangisi olduğunu bilmemeleri oyunun eğitimde ne kadar önemli olduğunu bilip kabullenmelerini beklemeliyiz bu beklenti nafile olsa da. Elim sende ve kurtarmaca oyunlarının  nasıl bir eğitim şöleni olduğunu düşünmek, ne yazık ki artık öğretmen adı ile anılan memur tayfasının işi değildir.

Medyacılar derseniz demeye bile değmez, medyanın spor servislerinden geçinenlere göre, kendi tuttukları takımın futbolcusu asla ofsayta düşmez, asla tekme atmaz, asla gol kaçırmaz ve buna rağmen yenildiyse iki şık vardır. Ya maç şikelidir ya da hakem faşisttir.

Medyası ve mektepleri böyle olan her yerde okullarda spor yapılmaz. Maç yapılır ve bir okul öbür okulu EZER.

İçinde ezmek olan okul mu olur.

Sesi güzel olmayan çocukları okul korolarına almazsa eğitim sistemi, bu sesi güzel olmayan çocuklara şarkı söylemeyi yasaklamak demektir ki; şarkı söylemenin yasaklanmasının da bir adı vardır.

aloooooo