Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin’in temmuz ayı başında Brüksel’de olacağını söyledi.
Alithia gazetesinde yer alan habere göre, dün DİPA kongresine gelişinde yaptığı açıklamada hedefin Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması için New York’ta yapılacak çok taraflı toplantı ışığında olumlu gelişmeler ortaya çıkması olduğunu dile getiren Hristodulidis, gazetecilerin BM Genel Sekreteri Guterres’le Fransa’nın Nice kentinde kısa süre önce yaptıkları görüşmeyle ilgili sorusunu da yanıtladı.
BM Genel Sekreterinden Holguin ile Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan arasında ne görüşüldüğünü dinlediğini dile getiren Hristodulidis, sözlerinin devamında Holguin’le temas içinde olduklarını ve temmuz ayı başında Holguin’in Brüksel’de bulunacağını dile getirdi.
Bunun önemli bir ziyaret olduğunu ve burada yapılacak görüşmelerin de önemli olduğunu dile getiren Hristodulidis, Holguin’in Kıbrıs’a ne zaman geleceğine dair bir soruya karşılık ise, Holguin’in Brüksel’deki temaslarının ardından ve New York toplantısı öncesinde Kıbrıs’a geleceğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türk ordusuyla ilgili sözlerini de yorumlaması istenen Hristodulidis, kısa bir süre önce KKTC’deki seçim kampanyası ışığında Tatar ve Kıbrıs Türk toplumunun diğer yetkililerinden seçim öncesi amaçları için bir çatışma ortamı yaratmaya çalışacak açıklamalar duyacaklarını söylediğini dile getirdi.
Hristodulidis, bunlara müdahil olmadığını ve Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın söylediği hiçbir şey hakkında yorum yapmayacağını ifade etti.
-“Beş taraflı görüşmeyi kurtarmak için sınır kapılarına odaklanıyorlar”
Politis gazetesi ise, “Beş Taraflı Görüşmeyi Kurtarmak İçin Sınır Kapılarına Odaklanıyorlar- Öneri Taraflar İçin Win Win Olarak Addediliyor ve Bunu Kabul Etmeye Zorlanıyorlar” başlıklı haberinde, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs kişisel temsilcisi Maria Angela Holguin ile çalışma arkadaşlarının, temmuz başında adaya gelmeleriyle önlerinde, tarafların mevcut aşamaya ilişkin minimum hususların kabulüne ilişkin iradesinin gerçekçi bir tasvirini bulmayı umduklarını yazdı.
Holguin’in geçen haftalarda gerçekleştirdiği temasların herhangi bir sonuç vermediğinin bariz olduğunu da kaydeden gazete, Holguin’in yeni bir beş taraflı görüşmenin geçen mart ayında yapılan toplantının pratikte devamı olarak haklı gösterilebilmesi için tarafların yardımıyla olumlu bir çerçeve çizecek pozisyonda olmayı umduğunu yazdı.
Gazete, ayrıca belirli Güven Yaratıcı Önlemlerde (GYÖ) anlaşmaya varılmasıyla bu çabanın en azından asgari kısmının Holguin’in elinde olacağına işaret etti.
Holguin’in Lefkoşa’da gerçekleştirdiği temaslarla ilgili hayal kırıklığını gizlemediğini de yazan gazete, Holguin’in kamuoyunda, yeni beş taraflı görüşmenin yapılmasının planlandığı temmuz ayına kadar bazı ilerlemeler olacağını ümit ediyor gibi göründüğünü, ancak hakikatte taraflar arasındaki güven eksiliğiyle alakalı olarak oldukça olumsuz bir gelişmeyle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Holguin’in Kıbrıs dışındaki temaslarında da tarafların olumsuz tutumları yanı sıra, Cumhurbaşkanı Tatar’ın iki devletle ilgili söylemlerinin haricinde KKTC’deki Rum mallarını “gasp edilmesiyle” ilgili meseleyle ilgili tepkisine ilişkin hoşnutsuzluğunu gizlemediğini de kaydeden gazete, Holguin’in Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in ise bunca yıldan sonra bu konuyu özellikle bu konjonktürde ve Kıbrıs sorununda yeni bir çaba gösterilirken vurgulamasıyla ilgili tutumunu anlamadığı mesajını gönderdiğini de iletti.
Holguin’in, Hristodulidis’in bu kararını gereksiz olarak nitelendirmekten çekinmediğini kaydeden gazete, Holguin’in Hristodulidis’in bir veya iki sınır kapısının açılması gerekliliğe katılmamasından ötürü duyduğu hayal kırıklığını gizlemediğini de belirtti.
Holguin ve aralarında BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart’ın da bulunduğu çalışma arkadaşlarının beş taraflı görüşme perspektifinin kurtarılması için acilen orta yolun bulunması ve sınır kapılarının açılması konusunda anlaşmaya varılması gerektiği sonucuna vardıklarını yazan gazete, “elindeki bilgilere göre” önümüzdeki günlerin çabasının da buna odaklanacağını ifade etti.
Belirli sınır kapılarının açılmasının şu an en mantıklı gelişme olarak addedildiğini ve bunun tüm süreci hayatta tutabileceğini kaydeden gazete, gazeteye konuşan “diplomatik kaynaklara” dayanarak, BM tarafından sınır kapıları konusunda bir anlaşmaya varılması için büyük bir hazırlık yapıldığını öne sürdü.
“Mia Milia” (Haspolat) sınır kapısının “Arsos” (Yiğitler)’den Pile’ye, “Athineu’dan” (Kiracıköy) da Piroi’ye (Gaziler) yönelik geçitlerin eş zamanlı kullanıma açılması için yoğun faaliyet gerçekleştirildiğini yazan gazete, iki geçidin de ara bölgede olduğunu, Kıbrıs Rum kesiminin ise bunu sürekli gündeme taşıdığı ve hatırlattığı mütekabiliyet esasını güçlendirdiğini belirtti.
Aynı “diplomatik kaynaklara” dayanarak bu önerinin “win win” (kazan kazan) olarak gelişme gösterebileceğini kaydeden gazete, esasında bu önerinin BM tarafından BM Genel Sekreterinin yeni bir çabasının haklı gösterilmesi için taraflara yönelik son bir çağrıyı teşkil ettiğini ifade etti.
BM Genel Sekreterinin sürecin devam etmesini destekleyebilmek için GYÖ’lerin bir parçası olarak taraflar arasında sınır kapılarıyla ilgili bir anlaşmaya ihtiyacı olduğunu kaydeden gazete, mesajların açık olduğunu ve tarafların belirli sınır kapılarının açılması için bir uzlaşmaya varacak pozisyonda olmamaları durumunda temmuzda yeni bir beşli görüşmeye gerek olmadığını ekledi.
Alithia gazetesi ise, “Temmuz’daki Genişletilmiş Görüşme Kuşkulu” başlıklı haberinde, mülkiyet konusunun en nihayetinde Holguin’in misyonunu saptırdığı yorumunda bulundu.
BM Genel Sekreteri tarafından ortaya konulan altı Güven Yaratıcı Önlem (GYÖ) üzerinde anlaşmaya varılmaması halinde yeni bir beş taraflı konferansın toplanması için bir sebep olmadığını kaydeden gazete, KKTC’deki Rum mallarıyla ilgili Kıbrıslı Türkler aleyhindeki kovuşturmaların ve Cumhurbaşkanı Tatar’ın misilleme tehditlerinin BM Genel Sekreterine hiçbir pay bırakmadığını belirtti.
Kathimerini gazetesi ise, “Gaspçıların Kovuşturulması ve Holguin’in Çabası” başlıklı haberinde mülkiyet konusu ile KKTC’deki Rum mallarıyla ilgili tutuklamalar konusunun BM’nin müzakerelerdeki çıkmazın kaldırılmasına ilişkin çabasında ciddi bir engel olarak ortaya çıktığını yazdı.
Kıbrıs Türk tarafının kovuşturmalara son verilmesini, sürecin devamının koşulu olarak ortaya koyduğunu kaydeden gazete, AFİK Grup CEO’su Simon Aykut’un tahliyesinin ise Rum kesiminin kırmızı çizgisi olduğunu ekledi.