Rahatına düşkün insanların işi değildir sanat edebiyat.
Rahatına düşkün olanların düşünmesine de gerek yoktur zaten ve sanat edebiyat serüveni verili gerçeklerden şüphe duymak ile başlar.
Nedir verili gerçekler diye bir soru gelirse eğer, verili olmayan genel kabul görmeyen ne var ki yaşadığımız ortamda.
Yaşadığımız ortamın ta kendisi de verili bir gerçektir ta ki kişi ben bu gerçeği reddediyorum ve kendi gerçeğimin peşinden gidiyorum diyene kadar.
Verili gerçek şudur ki, okuyup okula gidip faydalı hayırlı olmak gerekir.
Hal böyle olunca ortalığın faydalı ve yararlı insanlarla dolu olması gerekmiyor muydu.
Peki öyle mi.
Fayda nedir, yarar nedir faydalı ve yararlı olmak nedir sorusuna cevap ararken siz.
İnsan kim içindir diye yeni bir sorunsal koyum önünüze.
Ya örgüt kim ya da kimler içindir.
Sanat ve edebiyat nedir ve kim kimler içindir.
Kalkıp da sanat toplum içindir ya da sanat sanat içindir gibi 1960 lar orta mektep münazara konuları içinde debeleniyorsanız.
Soru geliyor ki saçma sapan, domates ne içindir ya da muluhiya, ya mimarlık mühendislik makinistlik nedir ve niçindir kimin içindir.
Kanun nedir niçindir kimin içindir.
Haydi buyurun kanun / kanunlar insanlar için midir devlet için midir, avukatlar savcılar yargıçlar için midir.
Kanun tahtında oluşturulan meclisler niçindir kim kimler içindir.
Meclisler yasalar için midir, vekiller için midir seçmenler için midir.
Hade buyurun kanunlar mı meclise uyar yoksa meclisler mi kanuna uyar.
Alavere dalavere garip Mehmet nöbete lakırdısı niye gerekli olmuştur, gerekli olmasaydı ne olurdu sanki.
Sanat ve edebiyat huzursuzluğun göstergesi olabilir mi.
Bu huzursuzluk nedir biliyor musunuz.
Ne güzeldir o türkü.
Derdim bana derman imiş türküsü.
Sanat edebiyat derttir hem derman.