Kırmızı bültenle uluslararası seviyede aranan dokuz kişi Türkiye'ye iade edildi
Kırmızı bültenle uluslararası seviyede aranan dokuz kişi Türkiye'ye iade edildi
İçeriği Görüntüle

YouTube kanalında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan tehdit içerikli sözler sarf ettiği gerekçesiyle tutuklanmasının ardından hakkında "Cumhurbaşkanını tehdit" suçundan 5 yıldan az olmamak şartıyla hapis cezası istemiyle dava açılan gazeteci Fatih Altaylı'nın yargılanmasına başlandı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu sanık Altaylı ve taraf avukatları katıldı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da sanık avukatı olarak duruşmada yer aldı.
Duruşmaya, ayrıca Altaylı'nın eşi Hande Altaylı, yer bilimci Prof. Dr. Celal Şengör, tarihçi Murat Bardakçı, CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan ve Altaylı'nın okuldan arkadaşları izleyici olarak katıldı.
Fatih Altaylı savunmasında, kısa sayılmayacak bir süredir Silivri'de, yüksek güvenlikli bir cezaevi hücresinde olduğunu, bütün bir yazı burada geçirdiğini, uzunca bir süre sonra ilk kez duruşmaya katılmak için dört duvar arasından çıkarıldığını söyledi.
İlk kez bir ağır ceza mahkemesinde yargılandığını belirten Altaylı, "Bugün burada bulunmamın nedeni, bu salonda bulunan ya da bu ülkenin en ücra köyünde yaşayan çocukları, hiç tanımadığım insanların evlatlarını kendi kızım kadar seviyor, kendi kızım gibiymişçesine düşünüyor, önemsiyor, onlar için de kendi kızımmış gibi hatta onun için kaygılandığımdan daha fazla kaygılanıyor olmam. Şanslı olmayan çocukların da benim kızım kadar, çevremdeki insanların çocukları kadar şansı olabilsin istediğim için buradayım. Bunu yapabilmek, bunu başarabilmek için bildiğim şeyi yapıyorum. Ekranlara çıkıp kendimce bunun yollarını anlatıyorum, dünyadaki tüm olumsuzluklara rağmen özellikle gençlerin umutlarını taze tutmaya, ülkenin geleceğine güvenlerini yaşatmaya çalışıyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanını tehdit ettiği iddiasıyla yargılanmak üzere heyetin karşısında bulunmanın kendisini şaşırttığını ve üzdüğünü kaydeden Altaylı, şöyle devam etti:
"40 küsur yıllık meslek hayatım boyunca, bırakın meslek hayatımı tüm yaşamım boyunca ne benden güçsüz ne benden güçlü tek bir kişiyi bile tehdit etmedim. Hayatında kimseyi tehdit etmemiş Fatih Altaylı mı Sayın Erdoğan'ı, bu ülkenin Cumhurbaşkanını tehdit edecek. Sayın mahkeme heyeti, iki buçuk üç dakikalık son derece iyi niyetli bir konuşmanın içinden 15-20 saniyelik bir bölümün kesilmesiyle bir sosyal medya lincine maruz kaldım. O iki buçuk dakikayı izleyen herkes, herhangi bir tehdit kastımın olmadığını görecek. Demokratik bağlılığın Türk halkının iliklerine işlediğini anlatıyorum. Halkın en sevdiği lidere karşı dahi demokratik hakkını elinde tutmayı sevdiğini, yüzde 70'lik oranın Erdoğan'a karşı olmadığını ama demokratik hakkını kimseyle paylaşmak istemediğini anlatıyorum. Demokrasinin erdemini anlatabilmek için de demokrasi ve seçimin söz konusu olmadığı günlerde yaşananları, demokrasimizin değerini vurgulamak için hatırlatıyorum. Bugünün aydınlığının değerini göstermek için dünün karanlığını anlatmak tehdit olabilir mi? Eğer bugün beraat talebimi yerinde görürseniz, çocuklar ve gençler için onların geleceği için uğraşmaya devam edeceğim."
Müşteki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Ali Büyüközdemir, sanığın söylemi nedeniyle müştekinin doğrudan suçtan zarar gördüğünü, olaya konu olan videodaki sözlerinin müştekinin hayatına kasıt bildiren cümleler olduğunu söyledi.
Sanık avukatı Emine Rezan Aydınoğlu, sanığın tehdit suçunu işlemediğini belirterek Altaylı'nın videoda Osmanlı tarihinden örnek verdiğini, Cumhurbaşkanının böyle bir konuşmadan korkamayacağını söyledi. Aydınoğlu, Altaylı'nın tahliyesini istedi.
Cumhuriyet savcısı, sanığın tutukluluk halinin devamını ve esasa ilişkin mütalaanın hazırlanması için dosyanın kendisine gönderilmesini talep etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Fatih Altaylı'nın tutukluk halinin devamına hükmetti. Mahkeme esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın savcıya gönderilmesine karar vererek duruşmayı, 26 Kasım'a erteledi.

- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Cumhurbaşkanı Erdoğan "müşteki" olarak yer alıyor.
Altaylı'nın YouTube kanalından 20 Haziran'da yaptığı yayında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik kullandığı ifadeler nedeniyle soruşturma başlatıldığı hatırlatılan iddianamede, söz konusu ifadelerin yer aldığı video çözümleme tutanağına göre, Altaylı'nın eyleminin Cumhurbaşkanına yönelik tehdit suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
İddianamede, video paylaşımının basın ve yayın yoluyla herkese açık şekilde yayınlandığı, içeriğin paylaşılmasının ardından geniş kitlelere ulaştığı anlatılarak, bu bağlamda soruşturma konusu eylemin "iletme kastı" ile gerçekleştirildiğinin tereddüde mahal bırakmayacak nitelikte açık olduğu kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatının eylemden haberdar olmasının ardından 23 Haziran'da şikayetçi olduğu aktarılıyor.
Altaylı'nın, YouTube kanalındaki videoda, "Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında sorulan soruya, milletin daha önce hoşuna gitmeyen padişahları öldürdüğüne ve boğduğuna yönelik sözde tarihsel örnekle cevap verdiği, sonrasındaki sözleriyle de sözde örneğini pekiştirmeye çalıştığı" belirtilen iddianamede, şüphelinin Cumhurbaşkanının hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştirileceğinden bahisle tehdit suçu işlediği ifade ediliyor.
İddianamede Altaylı'nın "Cumhurbaşkanını tehdit" suçundan 5 yıldan az olmamak şartıyla hapisle cezalandırılması isteniyor.