Haftanın en çarpıcı haberi ABD’nin Kıbrıs BüyükelçisiJohn M. Koenig’in Larnaka’da Rumlarla buluşmasında söyledikleri oldu.
Büyükelçi açık konuştu.
“Çözüm Kerry’nin sarı not defterinde” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin geçtiğimiz hafta tüm ülkelerdeki misyon şefleri ile yaptığı toplantıda, Kıbrıs sorununun kendi görev süresinde çözülmesi gereken sorunlar listesinde en baş sıralarda olduğunu da açıklamasına değinen Koenig, daha önce hiç böyle birşey olmadığına da vurgu yaptı.
Koenig’in Rumlara tavsiyeleri de oldu.
“Türkiye adaya hep yakın, güçlü ve iddialı bir ülke olacak. Şu anda çözümü destekliyor ve Kıbrıslı Türkler de statükodan memnun değil. Bu sizin için büyük bir şans. Türkiye’nin amacı siz Kıbrıslı Rumlarla uyumludur.”
“Ben konuştuğum Rumlarla her düzeyde Türkiye ile temas kırmalarunu öneriyorum. Türkiye dialoğa açık. Türkiye’yi düşmanınız olarak değil ortağınız olarak görün”
Maraş ve Mağusa Limanı için de konuşan Koenig, konunun işbirliği için çok iyi bir fırsat olduğunu ve çözüm içinde cesaretlendirini yanlarının bulunduğunu da söyledi.
Eh, daha ne söylenmesini isteriz ki.
Bölge, yani Doğu Akdeniz, Amerika’nın sahipliğinde.
Sorunun çözümünü Amerika’nın çözülmesi gerekli sorunlar listesinin başına taşıyan da o.
Belli ki Türkiye’nn de bu konuda vizesi alınmış durumda.
Demek ki bir çözüm yakın.
Ve eğer Türkiye’deki 30 Mart seçimlerinde Tayyip Erdoğan bir kazaya gelmezse bu iş, bazı çevrelerin iddia ettiği gibi haziran ayına varmaz çözülecek.
Ha kazaya uğrarsa ne olacak.
Sorun yine çok gecikmeyecek, bu yıl içinde bir çözüm gelecek.
***
Çözüme dönük Amerikan inisiyatifi gittikçe hızlanıyor.
Bizimkilerden de Amerika’ya çağrılanlar birbirini takip ediyor.
Biri geliyor, diğeri gidiyor.
Önce en üst seviyede Dışişleri Bakanı Nami çağrıldı Amerika’ya.
EN üst seviyede diplomatlarla görüştü.
Tartışılan konular da en üst seviyede idi.
Düşünebilir misiniz, sayın Nami ile Amerika Doğu Akdeniz’in jeostratejisi konusunda konuştu.
Nami’nin ziyareti de beklenenden uzun sürdü.
Ardından müzakereci Özersay çağrıldı Amerika’ya.
O da en üst seviyede görüşmeler yaptı, konferanslar verdi.
Tüm bu temaslar iş olsun diye yapılmıyor.
Amerika gerçekci bir ülkedir ve siyaset ve de diplomasisi ona göre şekillenmiştir.
Amerika sonuç almayacağı bir işe kolayına bu denli müdahil olmaz.
Amerikan halkı da öyledir.
Başarıyı sonuca göre değerlendirir Amerikan halkı karışık ve karmaşık söylemlere göre değil.
Böyle olunca da Amerikan diplomasisi halkın da denetiminde olur.
***
Bakmayın Sayın Talat’ın ithamkar söylemlerine.
Eroğlu’ndan da olumsuz yaklaşımlar olduğunu iddia etmek güçtür.
Cumhurbaşkanının söylemleri de ölçülüdür.
Ne diyor Eroğlu;
“Dünyaya açılmamızı sağlayacak bir anlaşma istiyoruz” diyor.
Daha ne desin yani.
Kaldı ki, yarım yüzyıldan fazla bir süredir, “canlı bir fosil” g,b, dünyayı meşgul eden bir sorunun uluslararası çözümü aranırken, Türkiye’nin bu girişimdeki angajmanını kaale almayan bir tavır içerisine girmek yanlış bir davranış olur.