1968 yılından başlayarak yaklaşım dört yıl mücahitlik yaptım. Yıldırım Bölüğünde geçen acemi er eğitimi sonrasında Hamitköy – Salhane bölgesinde – Domuzcular burnu karşında geçti mücahitliğimin üç yılı.

Öğrenci mücahit, sabahtan öğleye kadar okul ve öğleden ertesi sabaha kadar da mücahit.

Nöbetler Domuzcular Burnu karşısındaki Yumurta  Tepe’de olurdu ya da takım karagahında.

Akşam 7 - 10 nöbetine girdik mi sabahın 4 – 7 nöbeti de kaçınılmazdı.

Ve iddiayla söylüyorum ki o yıllar bu günkü hükümetin yaşattığı günlere kıyasla çok daha istikrarlıydı.

Mandrez Ovasında tabii ki elektrik yoktu ve bunu bilirdik  şimdi elektriğin santrali ve hatta bakanı bakanlığı dairesi var da elektrik var mı yok mu olacak mı bilmiyoruz ve dahi bakan ile hükümet de bilmiyor.

Misal : TPIC var mı yok mu, yine misal ihale var mı yok mu, varsa sonuçlanacak mı, sonuçlanmaması kader mi keder  mi sermayeden mi KIB TEK’ten mi kimdendir alooooo mu, telefon tu mi mi.

Böylesi bir yazıyı yazmama ancak ve yalnız hükümet neden olabilirdi ve oldu.

1963 ile 1967 yılları arasında yaşadığımız o en zor yılları bile kıyasladığımızda bu günlerden daha istikrarlı buluyorsak hükümet edenler düşünmeye başlar mı acaba.

Hayır başlamaz bu internet aleminin söylemi ile kesin bilgidir ve yaymaya gerek yoktur yaygındır çünkü.

Elektiriğin insanın ruh dünyası ve sinir sistemi üzerinde bu kadar olumsuz etki yaratabileceğine imkan ve ihtimal yok ama işte bu ihtimal olayan geldi buldu KKTC vatandaşlarını ve bunun tek sebebi de siyaset ortamımızdır.

Kendi aralarında elektrikli ortamlar yaratmakta usta olan siyasi partilerimiz gelin görün ki gerçek elektriğin hayatımızı zehir etmesine de yol açıyorlar.

Artık özerk elektrik kurumu ihale vs vs gibi şeyleri duymaya bile tahammül kalmıyor. Türkiyeden getirin ya da Komşumuz KC’inden satın alalım.

Çok sayın hükümet ve bilumum partiler bunu da yazdırdınız ya, siz çok yaşayın ve işallah bir sonraki seçimlerde idare lambasıyla kandille, mumla lük lambasıyla yaparsınız seçim propagandanızı.

( not bu yazı her ne kadar da ciddi gibi görünse de mizahtır, koşa koşa cevap vermek isteyen ya da manevi şahsiyete hakaret arayan çıkarsa bilsin ki hakaret yok acı gerçek var mizah ile )