Kıbrıs Sosyalist Partisi (KSP), özgür basının, burjuva devlete değil halkına dayanarak var olabilen basın olduğunu kaydederek, “Bize göre özgür basın, her şeyden önce özgür bir siyasal duruş ve özgür bir kitle desteği ile mümkündür” dedi.
KSP Merkez Komitesi’nden yapılan yazılı açıklamada, iyice gericileşen emperyalist dünyada basının da dev sermaye kuruluşlarının tekelinde bulunduğu belirtilerek, Kıbrıs’ın kuzeyinde de “Türk sermayesinin en gerici kesimlerinden AKP liderliğindeki dinci gerici sermayenin basın üzerinde tam hakimiyet oluşturmak için girişim başlattığı” görüşü öne sürüldü.
TV ve radyo kanallarının yıllardır devletin sübvansesiyle uyduya çıkabildiğine işaret edilen KSP açıklamasında, Kıbrıs’ın kuzeyinde özgür basından bahsetmenin ne kadar mümkün olduğu soruldu.
Devlet sübvansesinin 1 Ocak 2023 itibarıyla azaltılmaya karar verildiği belirtilen açıklamada, “Biz Kıbrıs Sosyalist Partisi olarak ülkemizde egemen burjuvazinin devletinin hizmetinde BRTK gibi sahibinin sesi bir basın yayın kuruluşu varken, sermaye kesimlerine ait özel yayın kuruluşlarına devletin hibe niteliğinde mali destek vermesine karşıyız. Yıllardan beri süregelen bu politikayı kınıyoruz. Özel sermaye kesimlerine ait basın yayın kuruluşlarına halktan toplanan vergilerle hibe nitelikli mali katkılar yapılmasına kesinlikle karşıyız” denildi.
Bunun, fakir halkın elektriklerine astronomik zamlar yaparken, devletin otel ve kumar salonlarının elektrik masraflarının yüzde 10'unu karşılamasından farkı olmadığı kaydedilen KSP açıklamasında, meclis partilerine bağlı basın yayın organlarına devletin mali yardım vermesine de şiddetle karşı olunduğu belirtildi.
Açıklamada, dünyanın hiçbir yerinde burjuvazinin özgür basına destek verdiğinin görülmediği kaydedildi ve “Özgür basın, burjuva devlete değil, halkına dayanarak var olabilen basındır” denildi.

Editör: Mehmet Kasimoglu