Neden bahtsızlığa gömülünce mazide bıraktığı anılarını yeniden sofraya sürmek  ihtiyacını duyar insanoğlu.
Ve hep mazisinde büyük fırsatlar kaçırdığına inanır... Arkasından, yaşamı boyunca kaçırdığı fırsatları  birer birer taramaya başlar  Ve geçmişi bir film şeriti gibi  süratle gözlerinin önünden geçer.
Önünü kapalı görünce insan geriye dönmeyi salim bir yöntem sanır . Galiba insan kısmı biraz nankör müdür acaba.? Belki de farkında olmadığı bir mutluluğa sahiptir aslında. Bilemez. Veya kanaatkar değildir. küçük mutluluklarla yetinmez... Bir de ardından geçmişte kaçırdığı fırsatlar aklına gelince büsbütün dünyaya küser.
İnsanın bir türlü mutluluğu  yakalayamaması...  Bu nedenle mazisine dönüş yapması olağan değil mi? Yoksa bu bir nevi değerlendirme hatası mıdır? Bir deyim var çok değerli: Kaçan balık büyük olurmuş diye. Acaba kaçırılmayıp yakalananlar gerçekten çok mu küçük.
Yoksa sahiplenenlerin değeri azalır mı? Bir doyumsuzluk mu söz konusu. Niye bu kadar doyumsuz olur insan bazan? Niye mutluluk söz konusu olduğunda  bu kadar pesimist veya açgözlü olur insan.Böyle yaparak mutluluğu kendinden uzaklaştırdığının farkında değil mi?
Hiç fırsatlarla baş başa kaldığında içinde bulunduğu psikojik ortamı, hesaba katıyor mu insan... Eminim aynı koşullarda  aynı kararları verir ayni insan. Bu yüzden içinde bulunulan  koşullarda elde edilen mutluluğu mutlulukla yaşamak en doğrusu olabilir mi?