Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlukamuya uzun zamandır gerekli yatırım yapılmadığını söyleyerek, vatandaşın ihtiyaçlarının ancak kamusal yatırımla karşılanabileceğini ifade etti.
Kamunun vatandaşına sosyal devletin öngördüğü asgari yaşam kalitesini sağlamakla ilgili hiçbir iddiası kalmadığını, Türkiye’de ve Kıbrıs’ta kaotik bir durum olduğunu savunan Rahvancıoğlu, bir an önce kamu otoritesinin ve güvencesinin sağlanması gerektiğini dile getirdi.
Bağımsızlık Yolu'ndan yapılan açıklamaya göre Rahvancıoğlu, Kuzey Kıbrıs TV’de gündemi değerlendirdi.
Depremle ilgili hissedilen sızının ortak olduğunu ifade eden ve baş sağlığı dilediğini yineleyen Rahvancıoğlu, “Bu sürecin müsebbibi kâr ve rant uğruna semirtilen inşaat sermayesidir” dedi.
Rahvancıoğlu, sürecin birkaç kişiyi “avlayarak” sona ermeyeceğini, sistemin sorgulanması gerektiğini vurgulayarak, Kıbrıs Türk toplumunun acıları birlikte göğüslemeyle ilgili tereddütü olmadığını de kaydetti.
Münür Rahvancıoğlu, “Teşviklerle, hibelerle sermayeyi besleyip büyüten ve ultra zengin tabaka yaratıp, paraya ihtiyaç olunca elini maaşlı insanların cebine atan zihniyeti kabul etmiyoruz. Yardıma ihtiyacın varsa neden teşvik dağıtıyorsun, teşvik dağıtabiliyorsan neden yardıma ihtiyacın var? Külliye inşaatına muazzam paralar harcanırken neden maaşlardan kesinti yapılıyor…?” ifadelerini kullandı.

-“Düzgün planlama için en önemli şey veri…”
Türkiye Cumhuriyeti’nin deprem bölgesindeki barınma, ısınma, su gibi insanın en temel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını, süreci yanlış yönetildiğini, deprem sonrası ülkeye yaşanan göçle ilgili planlama da olmadığını savunan Rahvancıoğlu, düzgün planlama için en önemli şeyin veri olduğunu söyledi.

-“AKSA enerji üretiminin sırtındaki kambur”
AKSA, asgari ücret, iş kazaları, çalışma yaşamı gibi konularda da açıklamalarda bulunan Rahvancıoğlu, AKSA’nın enerji üretiminin sırtındaki kambur olduğunu ve derhal kamulaştırılması gerektiğini belirtti.
Sermayedarların aşırı kâr hevesiyle iş sağlığı güvenliği önlemlerinden feragat ettiğini, çalışma yaşamının birçok boyutundan sorumlu olan müfettişlerin de yetersiz kaldığını söyleyen Rahvancıoğlu, istihdam yapmak yerine var olan kişinin iş yükünü artıran işverene, özellikle de paket servisçilerin üzerindeki “acele et” baskısına işaret etti.
Sendikasız işçi çalıştırılmasının yasaklanması gerektiğini de yineleyen Rahvancıoğlu, asgari ücretin en düşük kamu maaşına endekslenmesini gerektiğini, iki ayda bir hem kamu maaşlarının hem de asgari ücretin enflasyona göre otomatik olarak arttırılmasını gerektiğini vurguladı.

Editör: Mehmet Kasimoglu