Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhuriyet Yerleşkesi Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi hizmet binalarının açılış töreninde, yerleşkenin şahıslar için değil, daha iyi ve daha nitelikli bir kamu hizmeti verilebilmesi için yapıldığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi’nin yeni hizmet binalarının açılış töreninde konuştu.
Tatar, bugün haklı bir gurur yaşandığını ve tarihi bir ana şahitlik edildiğini belirterek, “Gururluyuz çünkü devletimize ve halkımıza kalıcı bir eser daha kazandırıyoruz.” dedi.
Tatar, “Bugün yalnızca bir yerleşke açmıyoruz. Bugün kökleri 1571’e uzanan Kıbrıs Türk halkının iradesinin, egemenliğimizin ve devletimizin çağdaş mimari ile buluşarak vücut bulduğu tarihi bir ana hep birlikte şahitlik ediyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı, Cumhuriyet Meclisi, Yüksek Mahkeme, milli kütüphane ve parkın Kıbrıs Türk halkının yaşadığı topraklardaki varlığının tesadüfi değil tarihi, meşru ve kalıcı olduğunu simgelediğini vurgulayan Tatar, şöyle konuştu:
-“Devletimize ve halkımıza yakışan, her açıdan modern ve çevreyi dikkate alarak tasarlanmış bu önemli proje inşa edilmiştir”
“Kasım 2020’de Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için adamızda bulunan Sayın Erdoğan ile görüşmemizin ardından Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak bilinen yapının ön kısmında bir basın toplantısı düzenlemek istemiş ancak havanın yağmurlu olması nedeniyle gerçekleştirememiştik.
Bunun üzerine Sayın Erdoğan’a, Cumhurbaşkanlığımızın devletimize yakışır bir çalışma mekânı olmadığını ve binanın sömürge döneminden kaldığını hatırlatmıştım.
Sayın Erdoğan mevcut binanın yetersizliğini dile getirerek yeni bir Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi yapılmasının hem devletimizin kurumsal imajı hem de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin dünyaya tanıtılması bakımından örnek olacağını vurguladı.
Türkiye'mizin bu güçlü desteği üzerine, girişimimizle, Metehan bölgesindeki bu büyük arazi bulunmuştur.
Bu gelişme sonrasında, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığımız görüşmede, projeye uygun büyük bir arazi tespit ettiğimizi, en büyük bölümüne halkımızın acil ve önemli bir ihtiyacı olan, her yaştan insanımızın nefes alabileceği bir milli park, kalan kısımda ise hayalini kurduğumuz yerleşkenin yapılabileceğini belirttim.
İstişareler neticesinde, bulunduğumuz alana yeni Cumhurbaşkanlığı binası ile yeni bir Cumhuriyet Meclisi binası yapılması için mutabakata varılmıştır.
Ancak bununla yetinilmemiştir. Demokrasimizin en önemli unsurlarından Yüksek Mahkeme'mizin modern imkanlara sahip yeni bir hizmet binasına kavuşturulması da projeye dahil edilmiştir.
Bunun yanında; Kıbrıs Türk halkının hak ettiği modern bir milli kütüphane binası ve yerleşkeye bağlı park alanı içinde yeterli bir camimiz, amfi tiyatromuz, spor alanlarımız ve yine halkımızın ihtiyacına hizmet verecek bölümlerimiz planlanmıştır.
Böylece çok kısa bir süre içinde devletimize ve halkımıza yakışan, her açıdan modern ve çevreyi dikkate alarak tasarlanmış bu önemli proje inşa edilmiştir.”
-“Bu yerleşke, işte bu tarihsel dayanışmanın yeni bir köşe taşıdır”
Projenin yapılmasında birçok yerli firmanın da yer aldığını kaydeden Tatar, Yerleşkenin her detayında Kıbrıs Türk firmalarının izleri ve hizmetlerinin olduğunu söyledi.
Tatar, “Bu önemli projenin hayalden gerçeğe dönüşmesi için vizyonuyla yol gösteren, her daim Kıbrıs Türk halkına ve KKTC’ye olan güçlü desteği ile yanımızda hissettiğimiz kıymetli kardeşim, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a huzurlarınızda bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum. Bu vizyonel projenin hayata geçmesinde gösterdiği güçlü irade ve destek için Türkiye Cumhuriyeti Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum’a özellikle teşekkür ediyorum. Planlanmasında, tasarımında ve yapımında görev alan, çalışan her bir kurum ve kuruluşumuza, firmamıza, işçimize, mühendis ve mimarlarımıza, kısaca emeği geçen herkese devletim adına teşekkür ediyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan öncülüğünde Türkiye Cumhuriyeti’nin gösterdiği sarsılmaz dayanışma ve kardeşlik ruhunun bugün bir kez daha ete kemiğe büründüğünü aktaran Tatar, TC ile KKTC’nin ayrı devletler olsalar da aynı istikamete bakan, aynı değerlere inanan ve aynı hedefe yürüyen bir millet olarak daima bir arada olduğunu vurguladı ve “Bu yerleşke, işte bu tarihsel dayanışmanın yeni bir köşe taşıdır.” dedi.
Yerleşkenin şahıslar için değil, daha iyi ve daha nitelikli bir kamu hizmeti verilebilmesi için yapıldığını belirten Cumhurbaşkanı Tatar, “Bu eser, şahıslar için değil sizler için, sizlere daha iyi ve daha nitelikli bir kamu hizmeti verilebilmesi için yapılmıştır. Bu eser; taş, beton ve camdan ibaret değildir. Bu eser; Kıbrıs Türk halkının yüz yılı aşan özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin ulaştığı son noktayı temsil eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bir devlet olarak giderek güçlenen ve yükselen varlığını temsil etmektedir. Bu topraklardaki Türk varlığının tesadüf değil tarihi, meşru ve kalıcı olduğunu simgeleyen bu eser sağlam bir devlet ve saygın bir geleceğin nişanesi olarak milletimize hizmetin bir ifadesidir.” ifadelerini kullandı.
Kıbrıs’ta , barış, özgürlük ve bağımsızlık içinde var olmaya, devletle, halkla, Türkiye ve Türk halkıyla kardeşlik bağlarıyla dimdik ayakta durmaya devam edileceğini söyleyen Tatar, toplum lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, Mücahitleri, Mehmetçikleri, tüm şehit ve gazileri şükranla yad etti. Tatar, “Keşke bugün burada bu eserin yükseldiğini görebilselerdi. Ama biliyoruz ki bu yapı onların bizlere emanet ettiği o büyük idealin, egemenlik ve varoluş mücadelesinin yansımasıdır. Bu devlet, onların halkımıza bıraktığı en büyük sorumluluk, en büyük gururdur.” dedi.
-“Kıbrıs Türk halkı kendi geleceğini başkasının iradesine teslim etmez”
Kıbrıs konusuna da değinen Tatar, Kıbrıs Türk halkının 1960 yılında kurulan Ortaklık Cumhuriyeti’nin eşit kurucu ortağı olduğunu ancak bu ortaklığın 1963 yılında Rum tarafının silahlı saldırılarıyla fiilen sona erdirildiğini belirtti.
Tatar, şöyle devam etti:
“Halkımız, silah zoruyla dışlandığı bu düzenden sonra kendi kurumlarını kurmuş, kendi liderliğinde, kendi ayakları üzerinde durma iradesini ortaya koymuştur.
1974’te Anavatan Türkiye’nin gerçekleştirdiği mutlu Barış Harekatı, halkımıza güvenlik, huzur ve gelecek umudu getirmiş; 1983’te kurulan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ise bu halkın kendi kaderine sahip çıkışının resmi ifadesi olmuştur.
Bu topraklarda halkımız sadece hayatta kalmadı, kurdu, korudu ve devletini geleceğe taşıdı. Ve artık sadece bir devleti savunmuyoruz, bir vizyon ortaya koyuyoruz.
Kıbrıs Türk halkı sadece bekleyen değil, belirleyen bir aktördür. Doğu Akdeniz’in geleceğinde söz sahibidir. Enerjiden güvenliğe, diplomasiden istikrara kadar her alanda ağırlığımız artacaktır.
Bu yürüyüşü tek başımıza yapmıyoruz. Türkiye ile yürüdüğümüz bu yol, kardeşliğe, güvene, karşılıklı saygıya ve ortak stratejiye dayalı güçlü bir bağdır.
Bu birliktelik sadece tarihi değil, aynı zamanda bölgesel barış ve istikrar için sağlam bir zemindir.”
“Birlikte güçlüyüz. Birlikte varız. Birlikte geleceğe yön veriyoruz.” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs Türk halkının çözümden yana olduğunu ancak teslimiyetin adının çözüm olamayacağını söyledi.
Yeni bir süreç olacaksa bunun ancak egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü temelinde mümkün olduğunu kaydeden Tatar, “Bu halk azınlık değildir. Bu devlet kimsenin lütfu değil, halkımızın direnişiyle, inancıyla kurulmuştur. Bu gerçek kabul edilmeden müzakere masası kurulamaz. Kıbrıs Türk halkı kendi geleceğini başkasının iradesine teslim etmez. Egemeniz. Eşitiz. Bu topraklarda sonsuza dek varız.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı’nın halkın iradesini temsil etme ve devleti onurla taşıma sorumluluğu olduğunu anlatan Tatar, bugüne kadar bu görevi halkın beklentileri ve devletin çıkarları doğrultusunda kararlılıkla yerine getirdiğini vurguladı.
Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yolumu her zaman halkımın iradesi belirledi, bundan sonra da aynı inanç ve sorumlulukla, ülkemin geleceği için çalışmaya devam edeceğim.
Bu eserin ortaya çıkmasına katkı koyan herkese teşekkür ederim. Başta kardeş vatan Türkiye olmak üzere, bu ortak geleceğe inanan tüm kurumlara şükranlarımı sunuyorum.
Ne mutlu Kıbrıs Türkü olarak onurla yaşayanlara.
Ne mutlu devletine, halkına ve geleceğine sahip çıkanlara.
Ne mutlu yüreğinde ay yıldız sevgisi olanlara.
Saygıdeğer Cumhurbaşkanı, hepinizi en derin sevgi, saygı ve muhabbetle selamlıyor, katılımlarınız için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Yerleşkemizin, halkımıza ve ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sağ olun, var olun.”