Türkiye’de önemli bir seçim süreci yaşandı. Sürecin kendisi konusunda bir şey söyleyecek değilim. Sonuçları Türk Halkı’na hayırlı olsun. Seçim sistemi ile ilgili olarak, doğrudan bizi de ilgilendiren “seçim ittifakları,” “oy kullanma biçimi” ve “yurtdışındaki yurttaşların oy kullanabilmesi” konularında söyleyeceklerim var. Sıra ile göz atalım:

SEÇİM İTTİFAKLARI
Son seçimde de gördük. Türk seçim sisteminde, partiler tek başlarına ya da “ittifak” kurarak seçime katılabiliyorlar. Hatta “ittifak içinde ittifak” ya da ittifaklar kurabilirler. (Ben kendim bağlaşıklık sözcüğünü kullanmayı yeğlerim ama öyle bilindiği için metazori ittifak de sözcüğünü kullanıyorum.)
Bence bu çok olumlu bir uygulama! Partiler seçim sonrasında ortaklık hükümetleri kurabilirken niye seçim öncesinde de ortaklık yapmasınlar ki?
Ne yazık ki bizde “ortak liste” olarak kayda geçen “seçim ittifakı” yasak! 1976 Seçim Ve Halkoylaması Yasası’nın 54(1)’i yasağı şöyle belirler: “Siyasal partiler ortak liste halinde aday gösteremezler. Adaylıklarını bağımsız olarak koyan kişiler, de ortak liste yapamazlar.”
Biz bunun yerine “Siyasal partiler veya adaylıklarını bağımsız olarak koyan yurttaşlar ortak liste halinde aday gösterebilirler” cümlesini önermiştik ve bunun için çok savaşım vermiştik ama ne yazık ki bu kuralın konmasını başaramadık.  
Seçim ittifakı anlamında seçime ortak liste ile girmeyi yasaklayıcı yukarıdaki fıkraya günümüze kadar dokunulmadı. Buna karşın partiler yasağı delerek ortak liste ile seçime giriyorlar.  
1990 yılında gerçekleştirilen milletvekilliği genel seçimlerine ortak bir listeden katılmak için muhalefetteki Toplumcu Kurtuluş Partisi, Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Yeni Doğuş Partisi bir çatı örgütü (ya da paravan bir parti) olan Demokratik Mücadele Partisi’ni kurarak seçimlere bu partinin adı ve amblemiyle katıldılar. Bu, yasağı delmek amacıyla bilerek yapılmış ve kitabına uydurulmuş bir ittifaktı. Nitekim seçimlerden sonra “Demokratik Mücadele Partisi” kapandı ve partide yer alanlar, kendi partilerine döndüler.
Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin bir dönem oluşturduğu “Cumhuriyetçi Türk Partisi - Birleşik Güçler;” Demokrat Parti’nin oluşturduğu “Demokrat Parti - Ulusal Güçler;” Birleşik Kıbrıs Partisi’nin oluşturduğu “Birleşik Kıbrıs Partisi – Toplumsal Varoluş Güçleri” formülleri de, aslında yasaya göre yasak olan “ortak liste”den başka şey değildi. Yani açıkçası, Seçim Yasası’na yasakçı ve antidemokratik kuralları koyan siyaset kurumu, kendisinin koyduğu yasakları kendi çıkarları için delik deşik ederek aşmayı biliyor. Bunun ne etikle, ne de demokrasi ile bağdaşır yanı yoktur ve bu engelleyici yasaklar durdukça, siyasal partilerin uyguladıkları formüllerin, yasayı dolanmak için başvurulan “etik dışı, samimiyetsiz, faydacı ve makyavelist formüller, hatta bir tür “hile-i şeriye” olduğunu düşünüyorum.

OY KULLANMA BİÇİMİ
Türkiye’de sandığa giden seçmen, oyunu yalnızca istediği bir partiye ya da ittifaka mühür basarak kullanır. Seçmenin oy pusulasındaki parti ya da ittifak listesindeki adaylar için sıralama yapma hakkı yoktur. Bir parti ya da ittifak kaç milletvekili kazanırsa, kazananlar listedeki sıraya göre belirlenir.
KKTC sisteminde öyle değil! Seçmen istediği partiye mühür basıp tercih işaretleriyle listedeki sıralamayı değiştirebilir. Hatta bir partiye mühür basmadan değişik partilerden adaylardan kendi listesini oluşturabilir.  
Yani Türkiye’de seçimi kazanacak olanlar, hemen hemen bellidir. Parti liderliğinin ilk sıralara yerleştirdiği adaylar kıllarını bile kıpırdatmadan milletvekili olabiliyorlar. KKTC sisteminde ise, tek bir seçmen bile mühür basıp tercih yaptığı ya da mühür basmadan karma oy kullandığı an sıralama değişir. 
Elbette ki KKTC seçim sisteminin bu yönü, çok daha iyi ve demokratiktir. Seçmene seçilecek kişiyi belirlemede söz hakkı tanır.  
Konunun siyasal partiler demokrasisi ile bağlantısı olduğu açık! Hemen her seçimde birileri, partileri ön plana çıkarmak için karma oyun, hatta tercihin kalkması gerektiğini savunur. Hikâye! Siyasal partiler, ilke ve programlarıyla, tutarlılıklarıyla, seçmenden güven kazanmalarıyla güç kazanıp ön plana çıkmalı! Yasaklarla, seçmenin haklarını sınırlamakla değil! Esasen, ben bu oy verme biçiminin, seçmenin “kazanılmış” hakkı olduğunu ve bu hakkın geri alınamayacağını düşünüyorum.
Bu arada Yüksek Seçim Kurulu Narin Şefik’in yakınmaları olduğu doğrudur ama eleştiri/yakınma konusu olan, karma oyun kendisi değil, uygulanış biçimidir. Siyaset kurumu öyle bir karma oy kullanma biçimi getirdi ki akıllara zarar, saçma sapan, anlamsız! Üstelik düzeltilmesi, karma oy kullanmadaki karmaşıklığın yerine basit bir yöntem getirilmesi kolay! Yeter ki iyi niyet olsun! Yeter ki Kıbrıs Türk Halkı’nın içselleştirdiği karma oyu, biçimine getirip ortadan kaldırma “hinliği” olmasın! Bunun için seçmene karma oy hakkını çarşaf listenin bütünü üzerinde kullanma yöntemini getirmek yeterli olur.  

YURTDIŞINDAKİ YURTTAŞLARIN
OY KULLANABİLMESİ

Son Türk seçiminde gördük. Onlarca ülkede yaşayan yüzbinlerce Türk yurttaşına bulundukları ülkede oy kullandırıldı. Ne kadar güzel değil mi? (İlkesinden söz ediyorum.)
KKTC Anayasası da buna olanak veriyor. Hatta seçim yasamızda bu konuda düzenleme de var.
Elbette ki tanınmamışlıktan kaynaklanan sorunlar var ama bu sorunların ayak bağı olacağı ne belli? Bu konuda hiçbir adım atılmadı ki!
Bu, üzerinde birçok kez durduğum ve öneriler yaptığım bir konudur. En azından geçici formüllerle dış Kıbrıs Türkleri’nin seçeceği temsilcilerin, oy hakkı olmadan Meclis çalışmalarına katılması sağlanabilir ama öyle görünüyor ki bizim siyaset kurumumuz, değişik gerekçelerle ama özde kendi dar siyasal çıkar hesaplarıyla dışta yaşayan KKTC yurttaşlarını siyaset KKTC siyasal yaşamı dışında tutmayı yeğliyorlar.

SÖZÜN KISASI...
Kıbrıs Türkleri olarak, 2023 (Türk) seçimlerini baştan sona ilgi ve heyecanla izledik. Benim gibiler, seçim sisteminin çalışmasını da dikkatle izledi..
Bu yazıma konu olan üç husustan seçmenin Türkiye’deki oy kullanma biçimini benimseyebilmem olanaksız! Keşke bu değişse de bizdekine benzer bir oy kullanma biçimi getirilse!
İki keşke de bizim için: Keşke seçim ittifakı yasak olmasa, hatta keşke bağımsız yurttaşlara da kuracakları platformlarla seçime girme hakkı tanınsa! Keşke yurtdışındaki KKTC yurttaşlarına seçime katılma hakkı verilse ya da en azından geçici olarak seçecekleri temsilcilerine, oy kullanmadan Meclis çalışmalarına katılma hakkı verilse!