AKEL kendisini Komunist parti olarak tanıtıp pazarladığına göre, hayır AKEL komünist değildir diyecek halim yok.

Çok uluslu coğrafyalarda, ülkelerde komünist partilerin en hassas olduğu olması gerektiği konuların başında ulusların, ulusal toplulukların, milliyetlerin hakları gelir.

Çoğunluktaki ulusal topluluğun, milliyetin sahip olduğu tüm hakların çoğunlukta olmayan hatta azınlıkta olan halklara ulusal topluluklara milliyetlere de aynen tanıdığını ilân eder komünist olan komünist partiler programlarında.

Kıbrıs Cumhuriyeti devletinde faaliyet gösteren bir parti olan AKEL siyasi parti olmanın gereği kaçınılmaz gerekliliklerinden birisi olan Kıbrıs Elenlerinin kendi kaderini tayin hakkını kurulduğu günden bu yana savunuyor ve bu komünist parti olmanın nerdeyse ilk şartıdır. Bundan dolayı AKEL’e yanlış yapıyorsun diyecek halim yok.

Ve fakat Kıbrıs adasında hakim unsurlardan diğeri olan Kıbrıs Türk halkının, ulusal topluluğunun kaderini tayin hakkına gelince su koy veriyor bay bayan AKEL ve bırakın kendi kaderini tayin hakkını, Kıbrıs Türklerinin ayrı bir halk olduğu gerçeğine karşı nerdeyse tahammülü yok.

Anasatasiades’in baş müzakerecisini Cumhurbaşkanlığına adayı olarak selamlayan AKEL’in, federasyon konusunda Mavroyanis ile mi yoksa Kıbrıs Türklerine mi daha yakın duruyor, seçim süreci bir kez daha ayna gibi ortaya serecektir.

Kıbrıs Türklerini etkilemek için sık sık federasyon istediğini, hatta eşitliğe dayalı bir federasyon istediğinin propagandasını yapmaktan geri kalmayan Andros Kiprianu ile Stefanos Stefanu  yoldaşlar nasıl olur da ULUSAL KONSEYLERİNDE ELAM ile aynı karar tasarılarının altına oy birliği ile imza atar. Yoksa ELAM da siyasi eşitliğe dayalı federasyoncu bir parti mi.

Kıbrıs adası gibi küçük bir coğrafya parçasında 70 yıl var savaş / ateş kes hali devam ediyorsa bunun ilk ve en büyük sorumlusu o coğrafyadaki komünist partisi olur, çünkü komünist olmanın gereği sayıca az olanların hakkını sayıca çok olanlardan az görmemek ve ezilen ulusal topluluğun yanında olmaktır.

AKEL kendi tarihini dürüst ve doğru okumak zorundadır. 1990’lara kadar federasyon kavramını duyduğunda cinleri tepesine çıktığını ve hatta federasyon da düşünülebilir dediği için SSCB ile de kedi köpek misali kavgaya tutuştuğunu itiraf etmelidir.

Önlerinde seçim olması hiçbir şeyi değiştirmez eğer AKEL eşitliğe dayalı bir federasyonu savunuyorsa,  Kıbrıs Türkleri ile ORTAK DEVLET istediğini yüksek sesle deklere etmeli ve sorunun çözümünü beklemeden  Kıbrıs adası çevresindeki karbon ve gaz aramalarında izin verme süreçlerinde Elen ve Türk taraflarından oluşan ortak bir komitenin birlikte çalışmasının şart olduğunu açıklamalıdır.

Görelim bakalım federasyon mümkün müymüş.