Bir kilo kıyma dedim kasaba, iki yüz seksen dedi.

Hükümet iki yüz kırk diye açıkladı dedim.

Git hükümetten al dedi.

Akustik demokrasi diye bir yöntem icat edildi.

Akustik ile yönetiliyor KKTC  ve akustik yönetme şeklinin muhalefeti de akustik.

Sestir akustik bilirsiniz, akustiği iyi olmalı konser salonlarının, bir de akustik gitarlar vardır, müzikle ilişkisi iyi dinleyici olmaktan ibaretolanların İspanyol gitar dediğine müzisyenler akustik gitar der.

İyi ki hükümet akustik gitardan elektro gitara amplifaktöre geçmedi, yoksa halimiz nive olurdu.

O uçak Ercan’a inecek dediniz mi hükümet olarak görevinizi tamamladınız demektir şu KKTC siyasi zemininde, ha hükümet olacak kadar oy alamaz da akustik olarak muhalefet adını aldığınızda da, o uçak Ercan’a inecek lakırdısına hükümetin, nah inecek dersiniz ve böylece akustikte tamamlanır hükümet muhalefet ilişkisi.

İki devlet dersiniz, sizin sorumluluğunuzda, yönetme ve mamur etme sorumluluğunuzda olan devletin ve halkın sorunlarını saptayıp çözmek çapınızı aştığı için yaşasın iki devletlilik dersiniz böylece hükümet olmanın sorumluluğunu akustik olarak üstlenmiş olursunuz.

İki devlet dedikten sonra siz, sorumluluğunuzda olan devlet  önce şahlanıp sonra uçmuyorsa bu hükümet olarak sizin suçunuz değil olamaz da çünkü siz en az kırk kere günde iki devletlilik diyerek işin akustik tarafını yaptınız ve fakat bu devlette ve ahalisinde ve dahi sorunların bizatihi kendisinde müzik kulağı yok, müzik kulağı olmayan sorunlar ve ahali dahi devlet anlamıyor sizin akustik açıklamalarınızı ve kendi bildiğini okuyor, tıpkı yazının girişindeki kasap gibi.

Şakası bir yana da batı dilinin özellikle siyasi hayatımıza dikte ettirdiği davranışlar ve anlayışlar siyasi partilerimizi ve siyasi bireylerimizi tam bir atalete sürükledi sürüklüyor.

Bir siyasetçi ve onun partisi sürdürülebilir dedi mi anlayın ki  gerçek niyeti milletvekilliğinin sürdürülebilmesidir.

Akustik akustik post truth post truth sallayıp gidiyorlar işte.