Sabahtan akşama kadar top oynardık.

Yedi ile on üç yaş arası oğlan çocukların hafta sonu yaptıkları buydu.

Her mahallenin her sokağın çocukları kendi mahallelerine sokaklarına en yakın büyükçe boş arazide arsada top oynardı.

Küçük Medrese, Kuru Çeşme sokak çocukları, Yeni Cami mahallesi oğlanları Atatürk İlkokul’u avlusuna taştan kaleler kurar top peşinde bitirirdik cumartesi ve pazarı.

Lingiri ve Pirili diğer favori oyunlarımızdandı.

Mevsimi geldiğinde uçurgan ile eğlenirdik.

Uçurgan yapmak marifet ister.

Uygun kamış bulacaksın, kamışları yapmayı düşündüğün uçurganın boyutlarına göre altıya sekize eşit parçalar halinde böleceksin. Her bir parçayı da boylamasına ikiye ayıracaksın bıçak marifeti ile.

Altı parça kamışı bir altı gen elde etmek üzere çaprazlama bir şekilde bir birine önce ortadan ve sonra kamış uçlarından kuvari marifeti ile bağlayıp sabitleyeceksin. Bu çok önemli bir iştir bunda yapılacak bir hata uçurganın terazilenmemesine, terazilenememesine yok açar ki terazilenmemiş bir uçurgan asla ve katiyen uçmaz, ha bire yere çakılır.

Kamışları bir birlerine bağlayıp sabitledik mi.

Sabitledik.

Şimdi yere gazete kağıtları ser, eğer uçurganın büyükse,  gazetenin sekiz on sayfasını bir birine tutkal ile yapıştır.

Önce tutkal nasıl yapılır.

Un ve su, yoğur bulamaç et içine biraz da badem ağacından sızan yapışkan ekle, hazırdır.

Gazete sayfaları yapıştı mı bir birine, yapıştı.

Şimdi yerdeki gazete üzerine kamıştan uçurgan iskeletini yerleştir, gazete iskeletten en az dört parmak daha büyük olmalı ki, kenarlar katlanıp yapışsın uçurgan kamışlarını bir birine tutturan kuvarinin etrafına.

Teraziye geldi sıra.

Uçurganın iki kamışından ortasına kuvari çek ve tart, dengede duruyorsa evet oldu.

Sıra geldi uçurganın kuyruğuna, gazete kağıtlarını uzun şeritler halinde kes ve uçurganın kıç kısmına tak.

Kuyruk da hazır.

Evet şimdi istikamet Atatürk ilkokulu bahçesi.

Orda şenlik var.

Uçurgan şenliği, rüzgârda elverişli ise ortalık çığlık kıyamet.

Ah keşke şimdiki çocuklar da yapsa uçursa.