Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra , dünya haritasını yeniden şekillendirmeye çalışan ABD , kolları sıvamıştı .
Bu kol sıvama , 1990 yılına kadar gider .
Daha doğrusu , kol sıvama ,1990 yılında başlar .
Yeltsin diye bir sarhoşu , ABD, askeri bir tankın üzerine çıkararak . Rusya’da, sözde devrim yaptırmıştı .
Bozuk olan Rus ekonomisi karşısında , zamanın ABD Başkanı Baba Bush .
Federasyona dönüşen Rusya’yı , bir de IMF girdabına sokarak . Rus halkının karnını doyurabilmesi için , yollardaki köpekleri keserek yeme ortamının içine itmişti .
Yeltsin , Rusya tarihi için bir yüz karası olarak , her halde tarihe geçmiştir .
Putin’in iktidarı ile , IMF’ye olan borçların hepsi , bir kalemde silinerek . Halkın ekonomik olarak sıkı çekmesi ve ülkede bulunan petrol ve gaz rezervleri ile , Putin’in Rusya’sı, ekonomiyi düze çıkarmasını bilmiş ve dışa açılmayı becermiştir .
Baba Bush ile başlayan Orta Doğu’nun şekillenmesiyle ilgili Amerikan Planı,
Putin’in takoz koyması ile uygulanması mümkün olmamıştır .
Rusya’dan ayrılan “ demir perde ülkeleri “ zamanla ABD ‘ nin veya AB ‘ nin himayesi altına girdiler .
Daha doğrusu onların bağlı oldukları paktlara girdiler .
Bu , Rusya’nın en büyük düşmanı olan Nato ‘nun Rusya’nın sınırlarına kadar gelip dayanması olacaktı .
Bu uygulamayı ilk kez , Gürcistan’da denemeye kalktılar .
ABD ‘den mezun olan bir hukukçuyu, Gürcistan’da, Başbakanlığa getirdiler .
Tabii bu , çok uluslu şirketlerin paraları ile olur .
Batılı süper güçler , Gürcistan’ı, Nato’ya almak istedi .
Yani , Nato, Rusya’nın , ön bahçesine demir atmaya çalıştı .
Putin’in Rusya’sı , buna razı olmadı .
Gürcü kuvvetleri , Osetya’ya girdi .
Bunun üzerine Rusya , Osetya ve Abazya’ya askeri müdahalede bulunarak , her iki ülkenin de bağımsızlığını tanıdı .
BM, bu iki ülkeyi, bizim KKTC gibi, tanımadı .
Şimdi ayni oyunu , batı , Ukrayna’da da sergilemeye çalıştı .
Ukrayna halkını , tıpkı Gürcü Halkı gibi öne sürdü .
Gürcistan’dan sonraki ikinci denemesi de, fiyasko ile sonuçlandı .
Avrupa , Rusya’nın doğal gazına muhtaç .
ABD ‘ nin öncülüğünde , Rusya’ya ekonomik yaptırım uygulama projesi
taraftar bulmamış gibi .
Gelişen olaylar karşısında , Kırım Özerk Cumhuriyetindeki halk . Kırım’a giren Rus askerlerine karşı, her hangi bir direnişte bulunmadılar .
Dün basın toplantısı yapan Putin . Ukrayna’da , anayasal düzenin bozulmasından şikayet ederek .
Bu düzenin sağlanması ve yurttaşlarının can güvenliklerini, garanti altına almaları için, Ukrayna’da olduklarını açıkladı .
Kırım halkı , ülkelerine giren Rus Askerlerine karşı, her hangi bir tepkilerinin olmadığını da ortaya koydu .
Öyle görülüyor ki , Kırım , Rusya ‘nın bir Özerk Cumhuriyeti haline getirilecek .
Stalin zamanında , Kırım’ın çoğunluğunu elde tutan Tatar Türk’leri , Stalin tarafından , Orta Asya’ya sürülmüşlerdi .
1990 ‘ dan sonra da , tedrici olarak , Tatar Türk’leri ülkelerine geri dönmeye başladılar .
Bu zorunlu sürgün , Tatar Türk’lerini , ülkelerinde azınlık haline getirdi .
Kırım’daki ,Tatar Türk’lerinin liderleri , Türkiye’den . Tatar Türk’lerinin garantörlüğünü üstlenmesini istediler .
Bizde de “ garantörlüğün “ kaldırılmasını isteyen çevreler var .
Putin, olası bir ekonomik ve izole hareketi karşısında , ABD’ye , dolar kartını gösterdi .
Böyle bir durum karşısında , Rusya , dolardan vazgeçecek .
Bu ise , ABD dolarına karşı , çok büyük bir darbe anlamına gelir .
Ukrayna ve Kırım’daki olaylar , erken bir zaman içerisinde durulacağa benzemiyor .
Dünyamızın iki kutupluluğu , iki kutpun da , coğrafyalarını kendi menfaatleri doğrultusunda, değiştirmeye devam ettikleri müddetçe . Bu sürtüşme ve keskinleşme devam edecek .
Bu da , dünya döndükçe sürecektir .
Ukrayna ve Kırım olayından sonra , bölgede , Türkiye’nin gücü ve önemi artmaktadır .
Batılılar , Rusya’ya karşı , Türkiye’siz bir şey yapamazlar .
Kartlar , Türkiye’den yana .
Bu durum karşısında , Kıbrıs’ın doğal gaz ve petrolünün değeri, bir o kadar daha , Avrupa için artmaktadır.
Hem Rusya’yı frenlemek , hem de Avrupa’yı enerjisiz bırakmamak için,
Batının , Türkiye’ye büyük ihtiyacı doğmuştur .
Sovyetlerin dağılmasından sonra , baba Bush ” Türkiye’nin eski önemi kalmadı “ demişti .
Türkiye , eski önemli günlerine dönmüştür .
Acaba AKP, bunun farkında mı ?
Kıbrıs’ta , Türkiye’nin her istediğini elde edecek bir konjöktür doğmuştur .
Bundan yararlanılması, gerekir .
Gelişen olaylar , Kıbrıs enerjisinin , adada bir çözümden sonra , Avrupa’ya nakledilir görüşünü çoktan aşmıştır .
Bir an önce , Avrupa’yı Rus enerjisinden bağımsız hale getirmek gerekecektir .
ABD ve AB’ nin , bunun üzerine odaklanması gerekmez mi ?
Öyle görülmektedir ki tırmanma , soğuk savaş döneminden, daha da
yükselişe geçecektir .
Sebebi ise , iki kutup da ayni ekonomik felsefeyi uygulamaktadır .
Yani kapitalizmi .
Unutulmasın ki , iki Dünya Harbi de, bu felsefeyi uygulayan iki kutuptan çıkmıştı .
ABD ‘ nin, dünya haritasını, kendi çıkarı uğrunda değiştirmeye çalışması
sonucu , dünyamızda bir çok ulusun masum halkı , canlarını yitirmişlerdir .
Emperyalistlerin , kendi çıkarları uğruna yapamayacakları hiçbir şey yoktur .
Buna ülkemiz de, dahildir .
Sonra Yalçın Cemal, demedi demeyin .