Avrupa Birliği (AB), Türk halkı açısından güvenilmez olduğunu birçok kez kanıtlamıştır.
AB organları, Türk halkına diz çöktürtmek için sürekli olarak adım atmaktan kaçınmıyor.
Önce Kıbrıs’taki Türk halkına ambargo kararı aldılar. Sonra, Rumları AB üyesi yapıp Kıbrıs sorununu kendi mecrasına çekmeye çalıştılar.
Şimdi de Türk halkına, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni meşru idare olarak kabul ettirmek için karar üstüne karar alıyorlar.
Halbuki, onlar referandum döneminde bize neler vaat etmişlerdi?
Güya, bize yardım yaparak Türk halkı üzerinden izolasyonları kaldıracaklardı.
Ama görüyoruz ki Türk halkına tamamen yalan söylenmiştir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ise yolu temizlenerek hedefi konusunda yürümesi için yardımcı olunmuştur.

*

AB, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni uluslar arası hukuku çiğneyerek bünyesine kattığı anda Kıbrıs sorunu konusunda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin hamisi ve en büyük yardımcısı konumuna gelmiştir.
AB’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni üye yaptığı andan itibaren aldığı kararlar ve yaptığı açıklamaların neredeyse tamamı Kıbrıs Rumlarının lehine Kıbrıslı Türklerin aleyhine olmuştur.
Annan Planı’nın referanduma sunulmasında dahi farklı bir tutum izlenmemiştir. Referandumda Kıbrıs Rumlarının çözümü kabul etse de çözümü reddetse de her halükarda AB’ye üye olması öngörülmüşken Kıbrıslı Türklerin AB’ye üyeliği ancak hem Türklerin hem Rumların evet demesine bağlanmıştı.
Referandum sırasında ve sonrasında Kıbrıslı Türkleri etkilemek ve yanlış yönlendirmek için birçok açıklama yapılmasına rağmen lehimize bir davranış gösterilmemiştir.


*

Kıbrıs Türkleri çözümü kabul ettiği takdirde açıkta soğukta bırakılmayacaktı, ekonomik kalkınmaları için yardım yapılacak, izolasyonlar kaldırılacaktı!
Bunlar, AB’nin sözü ve vaadi idi!
Fakat, gerçek samimi düşünceleri değildi. Samimi olmayan düşünceler de gerçek niyet taşımıyordu. Bu nedenle de hiçbiri gerçekleşmedi.
Gerçekleşmedi ama AB, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin dayatmaları için girişimde bulunarak aktif rol oynamaya soyunmuştur.
Kıbrıs Türklerine söz verdiği gibi izolasyonları kaldırmaya yanaşmayan AB bunun yerine bize bir yığın martaval okumuştur.
ABAD’ın kararını ortadan kaldırmamış, izolasyon uygulamasını devam ettirmiştir. Kıbrıs Türk ekonomisinin çökmesi için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin girişimlerine yardımcı olmuştur.
Türklere yardım sözleri ile yaklaşılarak Türklerin elindeki toprakların Rumlara verilmesi dayatmasında bulunulmaya başlanmıştır.
AB, organları vasıtası ile Türk halkı aleyhine fikir beyan etmeye, Rumlara yardımcı olmaya çalışmaktadır.
Böylece Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne destek, Kıbrıslı Türklere karşı köstek olma politikasını daha ileri götürme yönüne gitmiştir.
Uzun süre müzakerelerden kaçan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi şimdi ise müzakere masasına AB’yi de dahil etme çabası sergilemektedir. Böyle bir şey tabii ki kabul edilemez.


*

AB, Kıbrıslı Türklere karşı köstek olma politikası izlemektedir.
Yaşanan gelişmelerin ortaya koyduğu gerçeği görelim.
Çok şey beklenilen AB, Rum’a destek bize köstek oluyor.