Acıyan yerlerinden tanır insanı insan.
Çocukluğundan
Toz toprak içinde çıngır sıcaklarında haziranın ağustosun yorulmak bilmez oyunlarından, kırmızı mantinlerinden, önü yırtılmış topa vurmaktan potinlerinden
ve sesinden annesinin gel eve artık da akşam oldu diyen çocukluk
sormayın acıyan yer midir diye
sadece hatırlayın yüz adımda biterdi çocukluk dünyamız.
Acıyan yerlerinden tanır insan insanı
Gençliğinden
Tutuşmadan daha el ele elin kabzayı tutmasından, öpmemiş dudağından bir kere bile sevgilinin babadan abiden sonra siperlere sıvanmasından nöbete durmadan gecenin bir vaktinde berovalarda dağlarda sokak aralarında hisarlarda, beklemelerde babayı abiyi sade suya makarna ve sacda nohut kavurmalardan leblebi yerine
Acıyan yerlerinden tanır insanı insan
Okumalarından
Neyi nerde okudun sen
Yavrusun ceylan yavrusu ya da kuzu İnce diye bir Memed’e sararsın
yaman sevdadır Döndü ararsın
Dürü bir anadır bütün çocuklara
gel gör ki yasaktır oyunlar ve gülmeler gülümsemeler hangi kitap aşar sınırını yasağın hangi aşk sarar çocukları en genç yaşlarında
Acıyan yerlerinden tanır insan insanı
Ruhundan
Kanayan bir gökyüzüdür üstümüzdeki
ve yangın bir harman yeryüzü
sen düşersin aklıma benim aklım benim sende
İnsan insanı kederinden tanır bir de sevgisinden
Sevmektir amentüsü günlerin ve takılan takılacak kulak ardına saç arasına güllerin.
Gülünden tanıdım seni
Gülümsemenden ovalara yayılan ve yükselen arşı alâya bakışından
Şiir Defterimden
Cumhur Deliceırmak
Yorumlar