Akustik yaşıyoruz.
Evet seslendirince gerçekleştirdik sanıyoruz.
Demokrasi dediğimiz için yaşadığımız düzenin demokrasi oloduğuna inanıyoruz.
Akustik yaşamak bu işte.
Çevreye saygılı bir eğitim diye deklarasyon yayınlayınca yetkililer ya da ilgililer çevrenin bu demeçlerden röportajlardan etkilenerek okul bahçelerimizin kendiliğinden yem yeşil olacağını var sayıyoruz.
Eğer okul avluları bahçeleri bizim deklarasyonlarımızdan demeçlerimizden röportajlarımızdan etkilenerek yemyeşil olmaz da bozkır gibi gri / boz ya da bildiğimiz asfalt veya beton rengi kalmaya devam ederse işte o okula da yeşil bayrak çekiyoruz, anında yeşil okul oluyor.
Her şeyimiz böyle.
2015 yılından beridir her yıl Güzelyurt hastanesi diyor ya hükümetler, bu yıl da dediler Güzelyurt hastanesini hizmete açacağız dediler.
Dediler ya emin olun ki bir yıl sonra aynı lakırdıyı tekrar edinceye kadar hem hükümet ve hem de hükümetlerin boş lakırdılarını haber yapan medya unsurları Güzelyurt Hastanesinin hızmette olduğuna ciddi ciddi inanacaklar.
Akustik yaşamak böyle bir şey.
Akustik ile biçimclik at başı giderler.
Bu arada özellikle First Ladylerin geri dönüşümcülük gösterileri de yabana atılmamalı.
Her muhtarlığa ve her okula dağıtılan ve geri dönüşüm bidonları diye adlandırabileceğiz, sarı, mavi, yeşil, bidonların da muhtarlıklar önünde ve kimi okul avlularında raflara dizili biblolar gibi durduklarını da göz önüne almalıyız.
İlgili bakanlıklar kamu oyuna bu renkli bidonların kaç tanesinin kaç defa dolu olarak geri dönüşüme gittiğini neye dönüştüğünü ve boş olarak yeniden eski yerine muhtarlık önüne okul bahçesine konduğunu açıklarsa iyi olur.
Hedefimiz çocuklar toprağa dokunsun demek ne demektir diye bir düşünse bu sözü söyleyenler çok iyi olur.
Çünkü bunu alayı vala ile söyleyenler bu konuda röportaj verenler köylerin ilkokulsuz bırakılmasının yanlış olduğunu söylemeyi akıl edemediler.
Toprakta oynayamayan, toprakta koşamayan çünkü okul bahçeleri betonlanmış, asfaltlanmış parkelenmiş çocuklar için hedefimiz çocuklar toprağa donusun ne demek acaba.
Toprakta yürünür, koşulur oynanır, toprak çapalanır ekilir sulanır, böyle böyle toprak tarla olur bahçe olur bağ olur bostan olur  ve birlikte memleket olunur.
Ne olur konuşmayın yapın.
Yeşil bayrak vermeyin her okula onlarca yüzlerce fidan dikin, okullara araziler tahsis edin çocuklar merkezi eğitim adı altında yabancılaştıkları köyün köylülüğün toprağın havasını solusunlar.