Basit konularda başlar oluşumu pişmanlık sendromun, Önce şaka gibi gelir insana...
Sonunda ciddi bir sendroma dönüşür tekrarlandıkça kaygılar... Keşkelerle başlar pişmanlıklar  Ve zaman sürecinde büyürler düşüncede.
Huzursuzluklarla yaşanırlar tekrarlandıkça pişmanlıklar. Söz veya sözler çıkar ağızlardan eylemlerde bulunur insanlar ardindan geçerek kendilerinden, bazan da kontrolden çıkarak dokülür ağızlardan sözcükler....
hatta bazan da duygu ve düşünceler eyleme dönüşürler ... Yapılan ve edilenlerin  nereye uzanacağını  gereğince düşünmeden...
Bir de sorumluluklar unutulur bir eylemde bulunulurken duygusallıklar nedeniyle..
Belki de basit bir sitem veya takaza, sonuçlanır dostlar arası  dargınlık hatta küskünluklerle...
Nedense günün sonunda hesaplaştığında kişi kendiyle sorumluluğu gelir aklına Ve huzuru kaçar  gittikçe artarak büyüyen pişmanlıklarla.
Artık işe yaramaz keşkeler  sendroma dönüşür  pişmanliklar,keşkeler...
Ve denir ki en sonunda bu işe Ayıkla pirincin taşını dostum  Olan oldu bir kere...
Belki zaman sürecinde olmuşlar yok olmasa bile...
Hafiflemiş olur öfkeler...
Bir ilaçtır zaman, mazinin kirlerini temizler.
Yoksa insanı kahreder geçmişte yapılanlar  düşünülmeden yeterince.

İnsanlar Ve Karıncalar
Biz karıncalara benzeriz hiç şaşırmazlar yuvalarını, cennete benzese de başka diyarlar....
İlle de sürdürmek ısteriz yaşamı alıştığımız yerde üstelik alıştiğımız şekilde monoton gelse de yaşamak bize karıncalar yuvalarina dönerken  asla hata yapıp da, başka yuvalara girmezler, besin toplamak için çok uzaklara gitseler de.
Hiç şaşırmadan, mutlaka kendi yuvalarına dönerler Bizim insanlarımız da farklı değiller Sadece içgüdüler yerine alışkanlıklar devreye girer.
Baktıklarında evlerinden ille de bildikleri ve tanıdıklarını görmek isterler aynı yerlerde...
Hatta huzurları kaçar insanların anımsadıklarını yerlerinde görmediklerinde. Ayırdedicidir ayrıcalıklar türlerin herbirinde...
Ama ille de, akıl denilen genel yetenek  insanı üstün kılar, canlıların tümünden.

Eğitimin Ürünüdür İnsan
İnsan yaratılır  Olmak için insan, Çünkü ancak eğitim sayesinde  oluşur insan.
Eğitimi kaldırın ortadan mahrum bırakılırsa eğitimden yaşamdan kopar insan.
Eğitimin ürünüdür insan. Görünüşü insan gibi olan her varlık insan sayılmaz.
İlle de eğitimin ürünü olmalı insan. Hasbelkader eğitimden nasibini alamamışsa bir insan, insandan sayılamaz ...
Tutunamaz toplumda... Veya yanlış bir eğitimin  kurbanı da olabilir insan... Topluma adapte olamazsa  defolu bireyler veya toplum karşıtları sosyopatlar, özel tedavi veya özel egitimle ya topluma kazandırılırlar tekrardan, ya da dışlanırlar toplumsal yaşamdan. Sonuçta doğumla dünya kapısı açılmış olur insana, Fakat ınsanı eğitimdir insan yapan...