Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşoğlu bize moral verdi.  Gerçekten de şu anda içinde yaşadığımız süreçte meydana gelen tepkisel iç ve dış meselelerimizi iyice irdeleyerek, düzeyli ve daha fazla Rumlara ve Yunanlılara mesaj niteliğinde konuşmalar yaptı.

            Esasında Çavuşoğlu’nun anlattıklarında ve değindiği noktalardan şunu çıkartıyoruz.

            “Beyler, Türkiye her zaman yanınızda oldu ve olmaya da devam edecek.  Dünyada olagelen ekonomik ve siyasal sarsıntılar gözlerimizin önünde iken, şu bir avuç siz Kıbrıs Türkleri’nin bu iç kavgaları ve acımasız eleştileri kime ne yarar sağlar?  Lütfen kendinize gelin ve bir bütün olarak iki devletli çözüme odaklanın.”

            Gerçekten de Çavuşoğlu’nun sözleri bize moral verdi.  Özellikle Anavatan-Yavruvatan bütünlüğü içinde belirlenen Kıbrıs politikası, yan yana, iki ayrı egemen devlet temelindeki görüşleri, çok doğru bir duruşu sergiler.  Özellikle Türkiye’nin dünya üzerinde yükselen değerleri ve komşuları ile olan mükemmel ilişkileri, tam bir gerçektir.  O “komşular” arasında maalesef Yunanistan yoktur. Türkiye ile Yunanistan sadece coğrafya haritasında vardır.

Neden?  Çünkü hala hayal dünyasında bir idealle siyasi duruşlarını öyle sergiliyorlar.  Yani Kıbrıs konusunda çözümsüzlüğe oyunuyorlar.  Kendilerince Türkiye’yi öyle bir noktada köşe sıkıştırarak Türkiye’nin garantörlüğünü ortadan kaldırmak ve adadaki Türk askerini çıkartıp eskiye dönüşü umut ediyorlar.

            Son imzalanan ekonomik işbirliği protokolünün ardından Anavatan’dan gelen ek bütçe, bizim bu ekonomik açmazlarımıza merhem oldu diyebiliriz. 

            Tabii ki geçim sıkıntısı yaşayan insanlar sokaklara dökülecek ve eylemler yapacak. Bu bir haktır.  Lakin iç bütünlüğümüze zarar vermememeye özen göstermemiz gerekir, diye düşünüyorum.  Mevlût Çavuşoğlu’nun gelişi da adadaki toplumsal bütünlüğü sağlamaya ve doğru yolu izletmeye yöneliktir.

            Sırf mevcut iktidarı yıpratma pahasına yaşanan ekonomik krizleri tırmandırarak kamuoyunu etkilemek, ülkedeki psikolojik ve ekonomik sarsıntıları gözler önüne sermek anlamında bir eylem platformudur oluşturulan.

            Bilmem farkında mısınız?  Mevlût Çavuşoğlu, herkesi kucaklayan bir tutum içinde Kıbrıs’a gelmiş ve hem iktidar, hem de muhaliflerle görüş alış verişinde bulunmuştur.  Ne kadar düzeyli ve onurlu bir davranış...

             Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’la yapmış oldukları açıklamalar, Cenevre’de ortaya konan iki devletli çözümle ilgiydi.  Bir de Rum tarafının eski ve modası geçmiş “Güven yaratıcı önlemler paketi” martavalı dile getirildi.

            Örneğin Rumların Güven Yaratıcı Önlemlerine karşılık, Türk tarafı da Rum tarafına işbirliği önerileri sululacağı dile getirildi.  Yani Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı yine iyi niyetini göstermiş oluyor.

            Öyle görülüyor ki, Türkiye aynı kararlılıkla KKTC’nin ve KKTC halkının yanındadır.  Birlikte aynı yolu yürüyorlar ve dünyaya güçlü mesajlar veriyorlar.

            Bir de şunu beğendim, Çavuşoğlu’nun şahsında...

            Çavuşoğlu Lapta’da halkın önüne çıkmış, bölge halkı ile sohbetler yapmış ve tavazu görüntüsü içinde ballı börekli bir sohbet gerçekleştirmiş. O “ballı börekli” sohbetin adı bana göre “moral”dir.

            Bence kimsenin hakkı yoktur Çavuşoğlu’nun gelişini başka yönlere çekmeye.  Bu geliş, tamamen Kıbrıs Türkü’nün davasına ve iç yapısına güçlü bir destek niteliği taşıyor.

            Hele bir düşünün bakalım...

            Geçmişte KKTC’yi kimler kimler ziyaret etmiş ve bizlere moral kaynağı olmuş.  Bu topraklardan Demirel’ler, Bülent Ecevitler, Özallar, Mesut Yılmazlar ve daha nice değerli siyaset ve devlet adamları geldi geçti. Onların Kıbrıs’a gelişleri de bizim için güçlü bir moral verme nedeniydi.  Bu da gösteriyor ki, Anavatan her zaman bizim davamızın yanında olmuş ve olmaya da devam edecektir.

            Görülen bir gerçek vardır ki...

            Türk siyasileri kendi içlerinde ne kadar kavga ederlerse etsinler, ne kadar birbirlerini eleştirseler, her zaman Kıbrıs davasına bütünlüklü bir politika izlemişlerdir ve hala aynı politikayı gütmektedirler.

            Gelmiş geçmiş Türk siyasilerinin Kıbrıs’a gelişleri her zaman Rumları rahatsız etmiştir.  Kendi gazetelerinde Türk siyasilerine ver yansın etmişlerdir ama onlar çıktıkları yoldan dönmemişler ve Kıbrıs Türkü’nün davasında güçlü bir yumruk olmuşlardır.

            Çavuşoğlu’nun şu sözleri de güçlü bir moral işaretidir.

            “KKTC’nin statüsünü artırmak için temaslarımızı yoğunlaştırdık.”

            Buna paralel olarak KKTC’nin İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nda statülerinin de olduğunun altını çizmiştir.

            Özetle, Mevlût Çavuşoğlu bize nefes ve moral verdi, sağ olsun.