Olmuyor işte ol mu yor.
Hangi işe el atar gibi yapsanız olmuyor.
Niye olmuyor biliyor musunuz. Halâ anlayamamışsanız dikkatle okuyun. Dersinize çalışmadığınız için olmuyor.
Yapmak, iyi şeyler yapmak niyetiniz olsa da ki yoktur, ne iyiyi kötüden ayırabilme yeteneğiniz var ve ne de sorunları anlama saptama kapasiteniz.
Hiçbir şeyi düşünmüyorsunuz.
Düşündüğünüzü sanıyorsunuz ama nafile bir sanı bu, düşünmek çünkü zordur, sezgi gerektirir ki bu sizde yok, var deseniz de yok, yeminle var deseniz de yok.
Hiçbir maçına beş yüz seyircinin gitmediği takımlar için yirmi bin kişilik stad yaptırmakla başlamıştınız, neyse ki yılda üç beş maçta bine yakın seyirci gelir ve bir de 19 Mayıs, 23 Nisan gibi törenlerde seyirci yüzü görür o stad.
Bir bakın diğer devletlere bakalım.
Hangi devletin Cumhurbaşkanı, Meclis başkanı, Baş bakanı ve bakanları dahi müsteşarlar ve müdürleri çalışma ofislerini misafir kabul salonlarına çevirmiş.
Şu kasabanın esnaf heyeti Cumhurbaşkanı’nı makamında ziyaret etti diye bir haberi dünyanın hangi devletinin radyo tv ve gazetelerinde görebilirsiniz.
Falanca kuruluş rozet takacak ilk rozeti meclis başkanına taktı ve meclis başkanı da bu anlamlı aktivitenin nasıl hayırlara ve ne büyük başarılara yol açacağını söyledi diye bir haber var mı sizin yarattığınız mış gibi düzenin hüküm sürdüğü bu devletten başka.
Kırk yılda musluklarından içilebilir kalitede suyu akıtamadığınız ve pek çoğu veran harap binalarda sözüm ona eğitim yaptırdığınız okullar da sizim mışşş gibi yaparak geçirdiğiniz yılların sonucu.
En az on beş defa çöplerin ayrıştırılacağından söz ettiniz beş yılda ve santim yol kat edemediniz.
Kırk beş demeç var ülkemizde ilaç sıkıntısı yok diye ama ilaç sıkıntısı hep var.
Hedefimiz halkın refahı deseniz de on binlerce insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Kırk yılda elektrik sorununda zerre ilerleme kaydedemediniz.
Ne niyetiniz var ne kapasiteniz
NOKTA