Aldatmanın yelpazesi çok geniştir.
Politikadan sosyal ilişkilere kadar aldatma yaygınlaştı. Kamuoyunun, seçmenin, parti üyelerinin, arkadaşların yandaşların, vatandaşların aldatılması hayli yaygınlaştı.
Aldatma ve aldanma olayı gerçekleşirken aldatanlar kendilerini açıkgöz sayarken, aldananlar kendilerine bir sıfat yakıştırmaktan kaçınıyor ve aldanmaya mazeret bulmaya çalışıyor.
Aldanma elbette kötü!..
Aldanma belki iyi niyetten, belki saflıktan oluyor. Ama aldanmadan bıkmayıp aynı şekilde aldanma yoluna girenler de vardır.
Aldatma- aldanma olayı gerçekleştikten sonra hayıflanma ise bir işe yaramıyor. Kaybedilen ise geri gelmiyor. Bu nedenle asıl olan herhalde aldanmamaktır.
Bunun için tedbirli olmak, her söze inanmamak, estirilen her dalgaya kendini kaptırmamak lazımdır.
Asıl olan aldanmak değil, aldatmaya çalışanların atlatmasının önüne geçebilmektedir.
*
Girne Amerikan Üniversitesi’nin bir süre önce yaptığı ve büyük yankı yaratan kamuoyu araştırmasının sonuçlarından bir tanesi güvenlik güçlerine ve mahkemelere oldukça büyük bir güven duyulması, siyasilere güvenin ise çok düşük düzeyde olması idi.
Son zamanlarda tartışma konusu yapılmaya çalışılan güvenlik güçleri ile mahkemelerin en güvenilir kurumlar olduğunun saptanması oldukça anlamlıdır.
Demek ki halk tüm olumsuz propagandaya rağmen yaşadığı gerçekler ve sahip olduğu değerlerin farkında ve bilincindedir.
Halk, içinde bulunduğu gerçekler ışığında sahip olduğu huzur ve sükun ortamının aldatıcı propagandalarla bozulmasını istememektedir.
Referandum döneminde yapılan propagandalarla verilen sözler yerine getirilmemiştir.
Dolayısıyla halk, sözden öte filli durumu dikkate almaktadır.
Halk, her ikide bir boş sözlerle aldatılmak istememektedir.