Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Avrupa’nın şımarık çocuğu oldu.
Bu şımarıklığa aslında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Avrupa’ya üye olması kararı verilmesi ile ivme kazandırılmıştır.
Güney Kıbrıs, Avrupa’nın koyduğu kriterlere uymaması ve sorunlu bir yer olmasına karşın üye yapıldı.
Güney Kıbrıs, uluslararası anlaşmalar hiçe sayılarak, uluslararası hukuk çiğnenerek sırf siyasi nedenlerle üye yapıldı.
Bu durumda Güney Kıbrıs Rum Yönetimi şımarmasın da kim şımarsın?
Sen; herkesten uyulmasını istediğin kriterleri ondan istemezsen, sen sorunlu ülkeyi almam iddiasını öne sürerken, sorunlu Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne, “sorununu çöz de öyle gel” demeden üye yaparsan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi şımartılmış olmaz mı?
İşte, Güney Kıbrıs da bu şımarıklıktan cesaret alarak Avrupa normlarını nalıncı keseri gibi hep kendine yontar oldu.
*
Bir taraftan Güney’deki camileri yok ederken, diğer yandan ibadet özgürlüğü diyerek KKTC’deki kiliselere sahip çıkmaya çalışıyor.
Tuhaf bir mantıkla, Güney Kıbrıs’ta ikamet ederken, KKTC’de ibadet etme hakları olduğunu öne sürüyorlar.
Hem de müze olan yerlerde.
E, şımarık olmak kolay değil!
Şımarıklık bu kadarla da kalmıyor.
Karpaz’da 5-10 Rum çocuğu bahane edilerek Rum Okulu geliştiriliyor.
Fakat amaç sadece okul olmadığı yine kendileri tarafından itiraf ediliyor.
Okul, papaz gibi şeyler bahane edilerek aslında KKTC’deki Rum varlığını güçlendirmek olduğu yine Rumlar tarafından dile getirilyor.
Genç Rum çiftleri öğretmen olarak Karpaz bölgesine gitmesi için teşvik etmektedir.
Eğitim hakkı diyerek AB normundan bahsedenler aslında eğitimi bahane ederek siyasi emellerini gerçekleştirmenin yollarını arıyorlar.
Eğitim hakkı diyerek AB normundan bahsedenler mutabakata rağmen şımarıklığın da verdiği cesaretle olsa gerek Limasol’da Türk okulu açılmasını engellemişlerdir.
*
Şımarıklığın verdiği cesaretle AB normlarını hep kendi menfaati doğrultusunda gören Güney Kıbrıs Rum Yönetimi kendi bölgesindeki yüzlerce Türk çocuğunun eğitim hakkı olduğunu ise unutuyor.
Onlardan tek kelime söz etmiyor.
Avrupa şımartmış, onlar da bu şımarıklıkla yeni yeni taleplerle ortaya çıkıyor.
Fakat gasp ettikleri Türk halkının hakkını unutuyorlar.
Bunların hatırlatılmasını ise hiç istemiyorlar.
Neden?
Yoksa Avrupa’nın şımarığı için her şey mübah mı?