İzdivaç amaçlı düğünlerin her toplumda farklı farklı kutlama adetleri vardır.
Eskilerde örf ve adetler belirlerdi düğünlerin ne zamanlar ve nasıl kutlanabileceklerini.
Ve eskiler örf ve adetlere aykırı durumlarda ortaya çıkacak yaptırımları göze alamayacakları için örf ve adetlerin kılavuzluğunu harfiyen yerine getirmekteydiler.
Aksi halde karşılaması çok zor eleştirilere maruz kalıyorlardı.
Bu eleştiriler kırgınlıklara hatta aileler arası küslüklere neden olabiliyorlardı.
Özellikle kırsal bölgelerde düğünler gelişi güzel değil sosyal kurallara uygun yapılıyordu.
Örneğin düğün tarihinin aileler arasında saptanmasının bazı zorlayıcı kuralları vardı.
Kırsal bölgelerde, bir başka ifade ile FEODAL toplumlarda düğün tarihlerinin hasatın hemen ardındaki bir zamana rasgelmesi tesadüfi değildi.
Çünkü düğünlerin mali yükümlüğünün yerine getirilmesi çok önemliydi.
Bu da genellikle yaz ortası veya güz döneminin başlangıcına rast getirilirdi.
Bir de düğün tarihi saptanırken bayram tarihleri ile çakışmamasına özen gösterilirdi.
Bunun da gerekçesini "çifte bayram olmaz" tabiri ile açıklarlardı bunun dışında tüm detayları ile kırsal bir düğünün nasıl gerçekleştirileceği ile ilgili bütün hususlar ilgili aileler hatta o bölgenin tüm aile bireyleri bir düğünün senayosunu hazırlamaktan ve de uygulamaktan memnuniyetle sorumlu olurlar.
Çünkü köy düğünleri genellikle tüm cemaatın ortak düğünü olarak kabul edilmekteydi...
Bu konular üzerinde detaylı bilgi edinmek isteyenler değerli araştırmacı yazarımız Mahmut İslamoğlu’nun ilgili kitabından yararlanabilirler.
Sosyolojide her bir düğünün kendine mahsus özelliklerinin olması hasebiyle Monografi yöntemi tercih edilmektedir.
Nasıl ki AİLE kavramı bir Sosyal Fenomen olarak incelenir özellikli düğünler de Monografi yöntemiyle Düğün Vakaları olarak en uygun şekilde araştırma konusu yapılabilir.
Genç sosyologlarımızın bu tip araştırmalara zevkle ilgi gösterebileceklerine inanır kendilerine başarılar dilerim.