Kıbrıs görüşmelerinin seyriyle ilgili olarak , siyasilerimiz, siyaset arenasına .
Türkiye’de 1968 yılında , öğrenci olayları ile , gündeme gelen sağ ve sol düşüncenin ürünleri olan kavramlar . Siyaset gündemimize yeniden düşmeye
başladı .
     Sn . Ertuğruloğlu’nun bir mülakatında , Sn . Nami için söyledikleri bazı çevreleri rahatsız etmiş olacak ki , Sn. Ertuğruloğlu’nun  sözlerine karşılık.     
     Sn . Dış İşleri Bakanını, savunma gereğini duydular .
     Bu çevreler , Sn . Ertuğruloğlu’nu , faşistlikle suçladılar .
     “ Toplumu temsil etmediği “ yollu  açıklamalarda bulundular .
     Tabii , Sn . Nami’nin , ailesi için söylenenler karşısında , kendisini savunmadığı, niye yanıt vermediği de ayrı bir husus .
     Sn . Nami , acaba , yanıt verme gereğini duymadı mı ?
     Bu söylenenlerin içerisinde, suç unsuru olduğu düşüncesi varsa , yasal yollara başvurabilir .
     Bilemem , belki  başvurmak için , düşüncede olabilir .
     Daha zamanı var .
     Gelelim , Sn . Ertuğruloğlu’na , yakıştırılan sıfata .
     Sn . Ertuğruloğlu’nun yeni sıfatı “faşist .”
     Bu sıfat , niye yakıştırıldı ?
     Sn . Nami için, söylediklerinden .
     Şimdi , faşistin açılımını yapmadan , onun ana unsuru olan ve bir dikta rejimi sayılan faşizmin ne olduğunu , kısaca tanımlayalım .
     Tanımlayalım da  “ softa şaşırtmacıları “ ile ahali aldatılmasın .
     Kandırılmasın .
     Yukarıda da , yazdığım gibi faşizm, bir devlet idare etme, rejimidir .
     Baskıcı bir rejimdir .
     Bu rejim ilk kez , İkinci Dünya Savaşında, Mussolini  İtalya’sında geliştirilmiştir .
     Sosyalizm ve Marksizme karşı oluşturan, başka bir baskıcı  rejimdir .
     Unutulmasın ki , Sosyalizm ve Marksizm de, baskıcı rejimlerdendir .
     Faşizmin olduğu ülkelerde, tek bir siyasi parti vardır .
     Ekonomi, kapitalist bir sistemle ve devlet eliyle  yönetilir .
     Devlet, esastır .
     Çalışanlar, sendika hakkına sahip değil .
     Halkın , sivil toplum örgütlenmesine, kesinlikle izin verilmez .
     Bu sistemde , insan , temel hak ve özgürlüklerinden bahsetmek mümkün değildir .
     Kısaca , çok özet bir şekilde , faşizmi anlatmaya çalıştım .
     Şimdi, adamıza gelelim .
     KKTC ‘ de faşist birinin , türemesi veya doğması için , o ülkede faşizmin olması gerekmez mi ?
     KKTC ‘ de uygulanan , faşizm mi ?
     KKTC ‘ de , çalışanlar , grev yapamıyor mu ?
     Haklarını, alamıyor mu  ?
     Hukukun üstünlüğü ilkesi, faşist devlet tarafından ortadan kaldırıldı mı ?
     Mahkemelerin  bağımsızlığı , devlet başkanı tarafından ortadan kaldırılıp ,
     “ bir usta bir memleket  “ haline getirildi mi ?
     Basın özgürlüğü ortadan kaldırılıp , muhalif gazeteciler öldürüldü  veya hapislerde çürütüldü mü ?
     Siyasal partiler kapatılıp , ülke tek bir koro haline getirildi mi  ?
     Faşizan uygulamalar, saymakla bitmez .
     Burada , belli başlılarını saymakla yetiniyorum .
     Ülkemizde , başka ülkeleri imrendirecek kadar bir demokrasi örneği vardır .
     Kalemi eline alan , gazeteci olur .
     Köşe yazarı, olur .
     Bir çoğu , isteklerini elde etmek için , baskı unsuru yaratmak bakımından , 15 kişi ile sivil toplum örgütleri kuruyor . Dandik projelerle de , ondan bundan
     para koparmıyor mu ?
     Sorunlarını siyasilere duyurmak için , yollar , caddeler , çemberler kapatılmıyor mu ?
     Geniş bir hoşgörü muhalefeti, yok mu ?
     Sosyal medyada , her isteyen , istediğine alabildiğince muhalefet yapmıyor mu ?
     Tenkit etmiyor mu  ?
     Bütün bunların olduğu veya uygulandığı ülkemizde faşizmden bahsetmek mümkün mü ?
     Bir kimseye , faşistlik damgasını vurmak için , o kişinin yaşadığı ülkeye
     bakıp, bu sıfatı uygun görürsünüz .
     Bizim ülkemizde, bu yok .
     Meclisimizin yarısı , sol felsefeden yana olan milletvekilleri ile dolu .
     Böyle bir Meclisin olduğu ülke veya devlet , faşizmle yönetilebilir mi ?
     Faşist devlet, olur mu ?
     Dolayısı ile , Sn . Ertuğruloğlu için de , yakıştırılan bu sıfatın hiçbir  kıymeti                 
     harbiyesi yoktur .
     Bir kişi , konuştuklarından dolayı , faşist olarak ilan edilirse , halk buna güler
     geçer .
     Bu yakıştırmayı yapan veya yapanları da kaale almaz .
     Bunu söyleyenlerin bilgisinden de, şüphe duyar .
     Bazı çevreler de ,
     Tahsin Bey için “ toplumu temsil etmiyor “ yorumunda bulundular .
     Tahsin Bey , son genel erken seçimlerinde, Lefkoşa’da, UBP listesinden birinci sıradan çıktı .
     Meclise , halktan vekalet alarak , girdi .
     Sn . Nami , ne kadar toplumu temsil ediyorsa , o oranda , Sn . Ertuğruloğlu da toplumu , temsil ediyor . 
     Ayni zamanda , tüm milletvekilleri de , halkı temsil eder .
     Gelelim , bir başka , baskıcı rejime :
     Emperyalizme .
     Nedir bu Emperyalizm ?
     “ Bir devletin ve ulusun başka devlet ve uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır . Etkileyen devlet ,                 etkilenen devletin kaynaklarından yararlanma hakkına sahiptir .
     Bu , ekonomik anlamda olabileceği gibi kültür alanında da görülebilir .
     Diğer bir anlamda , sömürgecilik .
     Bu tür devletlere günümüzde , emperyal devletler denir .
     Bu nitelikte günümüzde bir çok ülke var .
     ABD . Rusya , Çin , Fransa , Almanya V.S .
     ABD ‘ nin bir emperyalist güç olduğu, adamızda, hemen hemen değişik görüşteki tüm sol kesimler tarafından biliniyor  .
     Bilinmesi bir yana , bu ülkeye karşı da ,büyük bir nefretle bakılıyordu .
     Şimdilerde , bu bakış ( nefretli bakış) terk edilerek . Bakış sempatiliğe dönüştürüldü .
     “ ABD Emperyalizminin “ Kıbrıs süreci ile getirdiği müzakere paketi de sempati ile karşılandı . Sahip çıkıldı .
     Bu paket , bölgede ABD ‘ nin çıkarlarını, geliştirici bir paket .
     Gelişen zaman dilimi içerisinde, daha da belirginleşiyor .
     Ülkemizde , bu ABD kaynaklı pakete , büyük oranda sol partiler sahip çıktı .
     Yani ABD Emperyalizminin, paketine .
     Bu paketle , Emperyal  ABD . Ülkemizde daha da etkin bir hale gelmek istiyor .
     Bir çok sözde sol parti ve de ABD  Emperyalizmin işbirlikçileri de, buna geçit veriyor .
     Buna karşı çıkan , Sn . Ertuğruloğlu’na da, sözde bu solcular ” faşist “ diyorlar.
     Sonra da , Che Guvavera’nın resimli tişörtlerini , gençlere giydiriyorlar .
     Çok merak ediyorum . Che Guvavera , mezardan kalksa ve yüz yüze gelseniz, suratınıza ne yapar  ?
     Belki bu, mümkün olmaz .
     Bunun mümkünatı , ancak , Fidel Castro ile olur .