İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw,  yıllardan beri beklediğimiz net ve somut görüşünü ortaya koydu.  Bu görüşü ne kadar zamandan beri bekliyorduk. Ve hep söylemişizdir:

            “Bir gün Kıbrıs’ın garantör ülkesi olan bir İngiliz siyasetçi, bütün açıklığı ile Kıbrıs gerçeklerini ve Avrupa Birliği’nin çirkin ve yanlı tavrını eleştirecek ve bütün dünyanın yüzüne haykıracaktır.”

            Online üzerinden katıldığı bir konferansta bakınız Jack Straw ne demiş Kıbrıs sorununun son durumu hakkında:

            “Yıllardan beri devam eden iki toplumlu, iki bölgeli federal çözüm arayışları bir sonuç vermemiştir.  Artık Kıbrıs’ta iki devletli çözüm anlamında çalışmalar yapılması gerektiğine inanıyorum.  Avrupa Birliği’nin de bölünmüş bir Kıbrıs’ı tek bir ülke gibi kabul etmesi hataydı.  Mevcut durum, Kıbrıs’lı Rumların lehine bir durumdur.”

            Bu sözleri lalettayn bir politikacı söylemiyor.  Bu sözleri, İngiltere’nin deneyimli ve eski Dışişleri Bakanı Jack Straw söylüyor.

            Jack Straw’un bu söylediklerini yıllardan beri biz söylüyorduk ama dünyanın kulakları bunlara tıkalıydı.  Bu tür görüş ve açıklamalara kapıları kapalıydı.  Lakin görülmüştür ki, artık Kıbrıs sorunu eski yerinde değil, yeni bir çözüm arayışınının eşiğindedir.

            Jack Straw’un söyledikleri ile, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TC Dışişleri Bakanı Mevlût Çavuşğlu’nun söyledikleri örtüşüyor.

            Yani, iki devletli bir çözüm...

            Olaya bir de İngiltere’nin Kıbrıs anlaşmalarında bir garantör ülke olması açısından da bakmak lazım.

            Rumlar, 4 Mart 1964 tarih ve 186 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı ile Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğine dört elle sarılmışlar ve bütün dünyayı bu karara sarılarak aldatmışlardır.  Hep o aldatmacalarla buralara kadar geldik.

            Nisan sonunda yapılacak olan 5+1 toplantısının temel yapısı da Jack Straw’un börüşlerine dayanmalıdır.  Aksi takdirde yine zaman kaybına neden olacaktır. 

            Herhalde Rumlar şimdi, Jack Straw’un bu gerçekçi açıklamalarından hop kalkıp hop oturuyorlar.  İsterseniz önümüzdeki birkaç gün içinde Rum basınını takip ediniz, Jack Straw’a nasıl saldıracaklarını göreceksiniz. 

            Bence Jack Straw, onurlu ve kişilikli görüşleriyle Kıbrıs görüşmelerinin kapısını aralamış oluyor.  Bir diğer deyişle Straw’un bu görüşü, Kıbrıs sorununun çözümünde kırılma noktası olabilir.  Şu anda iktidarda olan İngiliz hükümeti Straw’un bu görüşlerine önem vererek hareket etmeli ve bir an evvel yanlıştan dönülmelidir.  Hatta İngiliz hükümeti garantörlüğünü layıkı ile yerine getirmeli ve Rumların bu güne kadar yapmış oldukları kabul edilmez çirkinliklere son vermelidir.  Kıbrıs Türkü’nün de hakkı değil mi insan gibi yaşamaya ve var olmaya?

            Straw’un bu sözleri için şu ifadeyi de kullanabiliriz:

            “Straw, bütün taşları yerinden oynattı.”

            Gerçekten de bundan sonra bütün taşlar yerinden oynayacak ve kesinlikle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

            Avrupa Birliğinin Rumları tek yanlı olarak bünyesine almaları gerçekten büyük hataydı.  Hatta o kararla, Kıbrıs sorunu daha da kilitlenmiştir.  AB’nin bu yanlışını kaç yüz kez yazdık çizdik.  Hatta “Rumlar bütün Kıbrıs’ın sahibi imiş gibi hareket ediyorlar” dedik ama olmadı.

            Demek oluyor ki Jack Straw gibi cesur politikacılar çıkıp gerçekleri Rumların ve bütün dünyanın yüzüne haykırmazsa, Kıbrıs sorunu kırk yıl daha yerinde sayacaktır.

            O bağlamda Kıbrıs Türkleri olarak bizlerin Jack Straw’a bir yıldızlı teşekkür borcumuz vardır.

            İsterseniz geçmiş yaşadıklarımız ve yanlışlar üzerine bina edilen Kıbrıs sorunu üzerine bir fikir eksersizi yapalım...

            Şayet 4 Mart 1964 BM Konseyinin bu kararının yanlışlığı açık ve net bir şekilde garantör ülke olan İngiltere tarafından zamanında söylenmiş olsaydı, Kıbrıs sorunu bu kadar uzamayacaktı. Lakin Rumlar hep kendilerine arka çıkan ülkelerin yanlışları ile yollarına devam ettiler ve bundan sonra da yürümek istedikleri yol aynı yol ve aynı yöntemlerdir.  Ta ki Straw gibi cesur siyasetçiler karşılarına çıkana kadar...

            Bazı yabancı diplomatlar veya ülke temsilcileri Kıbrıs sorununu uzaktan, Rum lobisinin pompalamaları ile yanlış kanıya varmışlardır.  Halbuki Kıbrıs’a geldiklerinde gerçekten yan yana iki küçük devlet bulunduğunu gözleri ile görmüşler ve Rumların yalanlarına kurban edildiklerini anlamışlardır.

            Bugün güneyde bütün kurumları ile bir devlet varsa, kuzeyde de bütün kurumları ile ve coğrafyası ile bir Türk devleti vardır.  O halde akıntıya kürek çekmenin bir anlamı yoktur.

            EOKA  geçmişte kaç tane masum İngiliz’i öldürmüşlerdir?  Kaç masum insanın hayatını bitirmişlerdir?  İngiliz valisinin yatağına bomba koyarak valiyi bile öldürmeye teşebbüs etmişlerdir.

            Yıllar sonra eşlerini ve babalarını kaybeden İngiliz aileleri KKTC’ye gelerek Kıbrıs’ta ölen İngiliz askerlerinin anısına bir anıt dikmek istemişlerdi. Bu haberi duyan Rumlar, masumane bir tavır sergileyerek, “Geliniz biz size yer gösterelim, İngiliz askerleri için o anıtı güneyde dikiniz” deme çirkinliğini göstermişlerdir.  Lakin o İngiliz ailelerinin cevabı açık ve net olmuştu:

            “Kesinlikle bu anıt dikilecekse, ancak kuzeyde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti topraklarında dikilecektir.”

            Şu anıt meselesini yıllr sonra merhum Denktaş’la görüştüğümde bana aynen şöyle demişti:

            “Haksız mı bu insanlar?  EOKA ne kadar masum İngiliz’i öldürdü, ne kadar çocuğu babasız bıraktı.  Gerçek olan odur ki, İngilizler Rumları hala affetmedi ve affetmeyecektir.”

            İşte o anıtın hikayesi ve masum İngilizlerin yaşadıkları acılar...

            Özetle Jack Straw’a bir teşekkür borcumuz vardır, bu gerçekçi açıklamaları nedeniyle, diyorum.