Biz edebiyattan geldik ağabey ’’ demiş Gezmiş nesalini yazacak olan Erdal Öz’e.
Ne var ki bunda diyecekseniz derhal vaz geçin demeyin, demeyin çünkü KKTC’nin sığ siyaseti / siyasetçileri son tahlilde ve hatta ilk tahlilde de edebiyat içeriğini kapsamak durumunda olan okumak eyleminden fersah fersah uzaktırlar ve hatta edebiyata ayrılması gereken zamanı zaman israfı saymak ayıbından muzdarip olmak yanında edebiyatı tehlikeli de bulmaktadırlar.
Sağcı oldukları için ( ki niye sağcı olduklarını da bilmiyorlar ) sağcı oldukları için otomatikman kendilerini milliyetçi sanmak ve öyle ilan etmek gafletinde bulunan siyaset erbabı arasında Süleyman Uluçamgil’den iki şiir bilene rast gelmek neredeyse olanak dışı iken yazıktır ki LTL öğretmen ve öğrencileri de Uluçamgil konusunda nötürdürler, bu notür tarafsız anlamında değil ve fakat bilmemek anlamında çaresiz nötralize olmaktır.
Evet okumaktır anlamanın ve yapmanın amentüsü.
Mimar mühendis olmak için, tabip olmak için mesleki okumalar mesleki eğitim şarttır da mimarlık ya da mühendislik veya tıp fakültesinden mezun olup diploma alanlar arasından mesleki okumalara ek olarak ve dahi ona en azından paralel olarak edebiyat , roman şiir ve diğer sanatları okumak kişiyi mesleğinde öne çıkarır.
Hayatın hangi alanında olursanız olun eğer okumak alışkanlığını edinememişseniz, hasbelkader okuduğunuzu anlamakta da başarısız olacak ve daha da kötüsü meramınızı anlatabilecek konuşma yetisine de sahip olmazsınız.
Okumak yazmak ile uzaktan da olsa ilişkisi olmayanlardan başka kim aşağıdaki iddiaları ardı sıra gelen cümlelerle söze yazıya dökebilir.
İki devletli çözüm bizim için vazgeçilemezdir ve bunun yanında da anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden asla vaz geçmeyiz.
Ve dahası da var.
Akıl alır gibi değil ama ‘ bağımsız insan ’ ‘ özgür devlet ’ gibi neredeyse hilkat garibesi / ucube tanımlar yapılıyor şu KKTC siyasetinde, ve dahi öğrencilerine öğle yemeği sunmaktan aciz ve dahası bunu aklına bile getirmeyenlerin tam gün eğitim lafazanlıklarını, biz konteynerlerde de çadırlarda da eğitim yaparız yeter ki eğitimimiz milli ve manevi değerler üzerine olsun.
Bu gibilere öğrencisini aç ve açıkta bırakanların milliyetçilikten ne anladıklarını da sormak icap etmez mi.
Uzun sözün kısa kelâmı odur ki okumadan olmaz be refikler.
Ve bir ülkede binlerce çarık çürük bina yapılıyorsa suç kimdedir aloooo.
Okuyup yazan nesiller bu yılların irdelemesini yapacaklardır